Beyin tanıdık yüzleri nasıl ayırt ediyor

Bilim insanları bu yüzleri tanıyıp tanımadığımızı nasıl tespit ettiğimizi açıklamakta güçlük çekiyorlardı... Ama...

Rockefeller Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, beynin tanıdık yüzleri nasıl ayırt ettiği gizemini çözebilmek amacıyla bir çalışma başlattılar. Science‘da yayımlanan araştırmada, yüz tanıma sistemi bizimkine çok benzeyen makak maymunları kullanılarak; beyinde, yüz tanıma işlemiyle ve görsel algıyı farklı hafıza türlerine entegre etme görevini üstlenen daha önce bilinmeyen iki bölge keşfedildi.

İKİ YENİ BEYİN BÖLGESİ

Beyinde, ayak, araba, telefon gibi farklı nesnelere verdiği tepkiyle, yüzlere dair verdiği tepki birbirinden farklı olan bir ağ bulunduğu bilim insanları tarafından uzun süredir biliniyordu. Bunun yanı sıra, insanların; tanıdıkları ve tanımadıkları yüzlere dair beyinde işletilen süreçlerin de birbirinden farklı olduğunu biliniyordu. Örneğin; tanıdığımız bir yüzü; fotoğraflarda az ışıkta da olsa, kötü bir açıyla çekilmiş olsa da ayırt edebiliyoruz. Fakat yabancı bir yüz söz konusu olduğunda, bu yüzün az ışıkta ya da farklı açılardan çekilmiş iki fotoğrafını gördüğümüzde, fotoğrafın aynı yüze ait olduğunu anlamakta güçlük çekiyoruz.

Tanıdık ve yabancı bir yüzün ayırt edilme sürecini sinirsel temele dayandırma üzerine yürütülen çalışmalar şu ana kadar sonuçsuz kalmıştı. Bu yüzden de araştırmacılar, bize kıyasla yüz tanıma süreçleri daha kolay anlaşılıp incelenebilen ve evrimsel açıdan yakın akrabamız makak maymunlarını seçtiler.

Araştırmada, fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) tekniği kullanılarak diğer maymunların fotoğraflarını gören makakların beyin hareketlerini incelendi. Deneyde kullanılan yüzler; makak maymunlarının yıllarca beraber yaşadıkları, defalarca fotoğraftan görüp görsel olarak tanıdıkları ve daha önce hiç görmedikleri olmak üzere üç kategoriye ayrıldı. Ayrıca daha iyi bir kıyaslama yapabilmek adına makak maymunlarına; yaşam alanlarında bizzat etkileşim içinde oldukları nesneler, fotoğraflarla defalarca gösterilen nesneler ve hiç bilmedikleri nesneler de gösterildi.

Araştırmacılar, makakların yüz tanıma sisteminin ilk iki kategorideki yüzlere aynı derecede tepki vermesini bekliyorlardı. Ancak, tam aksine, makakların beraber yaşayıp tanıdıkları yüzlere dair beyinlerinde oluşan tepkilerin çok daha belirgin olduğu görüldü. Öte yandan görsel olarak tanıdıkları yüzlere verdikleri tepkilerin ise belirli bölgelerde düşük olduğu gözlemlendi. Bu da makakların, bizzat beraber yaşadıkları yüzleri, görsel olarak tanıdıkları yüzlerden ayırt edebildiklerini gösteriyor.

TANIDIĞI AYIRT ETMEK

Ölçümlerde elde edilen daha şaşırtıcı olan ise, makakların yıllardır bizzat tanıdıkları hayvan yüzlerini gördüklerinde diğer iki yüz tanıma bölgesinde de hareketlilik meydana gelmesiydi.

Söz konusu bu iki bölgeden birisi; beyinde, bilgi ve olayların bilinçli olarak hatırlanmasından sorumlu bildirimsel bellekte bulunuyor. Diğer bölge ise, birey veya bireylerin sosyal hiyerarşi içerisindeki konumuna dair bilgilerle alakalı; belirli bir hafıza tipi olan sosyal bilgiden sorumlu beyin bölgesi ile iç içe bulunuyor. Bu bölgenin, primatlarda ve özellikle de insanlarda oldukça gelişmiş olduğu biliniyor.

Daha önce bilinmeyen bu iki beyin bölgesine dair şaşırtıcı olan bir başka durum ise; makaklara, bizzat tanıdıkları yüzlerin yarım dakika kadar bir süre içinde netleşen bulanık fotoğrafları gösterildiğinde; daha önceden bilinen yüz tanıma bölgelerindeki hareketliliğin de bu süre içinde giderek (grafikte artan biçimdeki köşegen bir çizgi düşünün) arttığı gözlemlendi. Yeni keşfedilen yüz tanıma bölgelerinde ise başlangıçta hiç hareketlilik görülmezken, bu süre içerisinde birden hareketlilik görüldü. Araştırmacılar, bu “ya hep ya hiç” benzeri hareketliliği; karşılaştığımız kişiyi birden tanıyınca yaşadığımız “Hah!” anı olarak tanımlıyor.

Elde edilen bu yeni bulguların; beynin farklı tanıdık yüzleri ayırt etme ve yüz tanımanın altında yatan sinirsel mekanizmaların daha iyi incelenmesine katkıda bulunacağı öngörülüyor. Ayrıca beynin farklı bilgi türleriyle ilgilenen bölgelerinde bulunmalarından dolayı bu yeni bölgeler; görüşün ötesine geçen bilişsel ve algısal süreçleri anlamamıza da yardımcı olabilir.

DAILY NEWS


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:29 Kasım 2017Yayınlanma Tarihi:18 Ağustos 2017

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.