STRESTENDİR DEYİP GEÇMEYİN

Zeynep Güçlücan

Aşırı stresli olduğumuz dönemlerde dökülen saçlarımızı normal karşılıyor ve üzerinde durmuyoruz.

 


Oysa saç dökülmesi hastalıkların habercisi olarak da karşımıza çıkabiliyor!

Sağlıklı ve gür görünen saçlar hiç kuşkusuz güzelliğimizin ayrılmaz bir parçası. Ancak özellikle sonbahar mevsiminde veya aşırı stresli olduğumuz dönemlerde saçlarımız daha fazla dökülmeye başlıyor. Çoğumuz 'mevsimdendir' veya 'strestendir' deyip, bu durumu normal kabul ediyoruz. Ancak dikkatli olmakta fayda var, çünkü Acıbadem Fulya Hastanesi'nden Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Emel Güngör, "Saç kaybı bir aydan uzun süredir devam ediyorsa ve dökülme gittikçe artıyorsa, ciddi hastalıkların işareti olabilecek bu durumu dikkate alıp bir hekime başvurmak şart!" diyor.

GÜNDE 100-150 SAÇ TELİ DÖKÜLMESİ NORMAL!

Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Emel Güngör, her yetişkinde 100-300 bin saç folikülü bulunduğunu ve bu saçların ayda ortalama bir santim uzadığını belirterek şunları söylüyor: "Her saç teli üç evreden geçiyor. Bunlar; büyüme, geçiş ve dinlenme evreleri. Her saç teli ortalama 4-6 yıl arası olan ömrü boyunca, mutlaka bu üç evreyi yaşıyor. Ancak şunun da bilinmesi gerekiyor ki, her saç telinin de kendi döngüsü var. Saçlarımızın yüzde 85-90'ı büyüme, geriye kalan yüzde 10-15'i de dinlenme döneminde oluyor. Üç aylık dinlenme dönemin sonunda saç telleri dökülmeye başlıyor.

Her saç teli farklı zamanlarda dinlenme döneminde olduğu için günde 100-150 arasında tel kaybediliyor. Bu rakam olağan kabul ediliyor ve normal koşullarda fark bile edilmiyor."

MEVSİM GEÇİŞİ DİYE HAFİFE ALMAYIN!

Özellikle yaz sonrasında artan saç dökülmeleri normal olarak kabul ediliyor. Çünkü saçlarımız yoğun güneş ışını, deniz ve havuz nedeniyle yıprandığı için daha fazla dökülmeye başlıyor. Bu dönemde saç bakımımıza ekstra bakım uyguladığımızda dökülmeler azalıyor ve sorun kendiliğinden çözülüyor. Fakat dökülme bir aydır devam ediyorsa, saçlar eskisi gibi hacimli ve canlı değillerse, zaman kaybetmeden bir hekime başvurmanın şart olduğu uyarısında bulunan Acıbadem Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Emel Güngör,  "Çünkü saç dökülmesi kullanılan ilaçların yan etkisi,  hatalı kozmetik kullanımı veya saç bakımı gibi önemsiz veya tolere edilebilecek nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, ciddi bir hastalığın da işareti olabiliyor.

Bu yüzden tedaviden başarılı sonuç alabilmek ve altta yatabilecek hastalığın ortaya konması için dermatolog kontrolünde yapılacak muayene ve tahlillerle saç dökülmesinin nedenlerini araştırmak gerekiyor. " diyor.

HANİ HASTALIKLARA İŞARET EDEBİLİYOR?


Artmış saç dökülmesinin birçok nedeni var. Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Emel Güngör bu nedenleri şöyle sıralıyor:

" Kansızlık veya kansızlık olmaksızın demir depolarının azalması
" Çinko eksikliği
" Tiroit hastalıkları ve diğer endokrin bozukluklar
" Geçirilmiş ameliyat veya kaza gibi travmalar
" Geçirilmiş ateşli hastalıklar
" Psikolojik travma (yakın kaybı gibi depresyona neden olabilecek durumlar)
" Vücut için gerekli olan aminoasitler ve eser elementlerden fakir beslenme veya aşırı multivitamin kullanımı.
" Ayrıca ender olarak bazı bulaşıcı hastalıklar, deri hastalıkları, genetik hastalıklar ve tümörler de saç dökülmesine neden olabiliyor.

TEDAVİ NEDENE GÖRE PLANLANIYOR!

Saç dökülmesi nedenleri çok çeşitli olduğu için önemli olan esas nedeni bulup ortaya çıkarmak ve çıkan sonuca göre tedavi planlamak. Saç dökülmesi sebebini bulmak için son 3-4 ay boyunca geçirdiğiniz hastalıklar, stres, kullandığınız ilaçlar ve diğer nedenler sorgulanıyor. Ayrıntılı saç muayenesiyle dökülmenin yaygınlığı ve tipi belirleniyor. Beraberinde görülebilecek hastalıklar yönünden ilgili tahliller isteniyor.

Tüm bu işlemlerin ardından saçın dökülme tipine ve altında yatan nedene göre tedavi planlanıyor.  


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:30 Kasım 2010

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.