Evlilik öğrenilir mi?

Evlilik öğrenilir mi? Mutlu evlilik için nelere dikkat etmeli. Evlilikte neler yapmalı, neler yapmamalı? İşte cevaplar.

Evlilik öğrenilir mi? Mutlu evlilik için nelere dikkat etmeli. Evlilikte neler yapmalı, neler yapmamalı? İşte cevaplar.

Evlilik yanan bir ateşe benzer. Ateşin devamlı yanması için sürekli beslenmesi gerekirken evlilik de sağlıklı yürüyebilmesi için beslenmesi gerekir. Yani yatırım gerekir. Bu yatırım ise ancak kişinin, kadın erkek psikolojisi, eşler arası iletişim, çocuk ve ergen psikolojisi gibi konularında bilgi sahibi olunmasıyla gerçekleşir. Evliliğin kendine ait sosyal ve psikolojik sınırları olan bir kurum olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan sınırların iyi öğrenilmesi halinde evliliğin de iyi yürüyeceğini vurguluyor. Bunun için de Tarhan evlilik öncesi eğitimin önemine dikkat çekiyor. Hayat boyu sürecek sağlıklı birliktelikler için Tarhan eğitimin önemli bir etkin olduğunun altını çiziyor. Evliliğin doğasını anlayabilmek için biyolojik, psikolojik ve sosyal yani kültürel temellerini iyi bilinmesi gerektiğini ifade eden Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan sağlıklı ve uzun soluklu birlikler için evlilik eğitiminin şart olduğunu söylüyor. Tarhan evlilik öncesi eğitim kapsamında aşağıdaki başlıkları eşler tarafından bilinmesi gerektiğine vurgu yapıyor.

EVLİLİKTEN BEKLENTİ NE OLMALI?

İnsanın hayatında iki önemli tasarruf vardır; bunlardan biri meslek seçimi diğeri ise eş seçimidir. Kişinin bu iki konuda en doğru kararı vermesi mutluluğu için hayati öneme sahiptir. Evlilikte doğru kişiyi bulmak kadar evliliğe nasıl bir anlam yüklendiği ve evlilikten nelerin beklendiği de son derece önemlidir. Çünkü eşler arasındaki uyumun belirleyicilerinden en önemlisi evlilikten ne beklendiğidir.

UYUM ŞART MI?

Evlilikte eşlerin beklentilerinin birbirine uyumunu lazer ışınlarına benzetebiliriz. Lazer ışınları normalde birbirinden ayrı olarak sağa sola dağılırlar ve bu nedenle kısa bir mesafeyi kat ederler. Ama çeşitli yöntemlerle elektronların benzer şekilde hareket etmesi sağlandığı zaman lazer ışını aynı enerjiyle kilometrelerce öteye gidebilir. Tıpkı bu örnekte olduğu gibi eşler de enerjilerini benzer şekilde bir hedef için kullanabilirse, evlilik kaliteli olur.

İYİ EŞ OLMAK İÇİN KARİYER YETERLİ Mİ?

Evlilik kararında, karşılarındaki insanın karakterinden, evlilikten ne beklediğinden, yaşam felsefesinden vs’den daha çok, cüzdanına, kariyerine ya da fiziki görünümüne bakıyorlar. Hâlbuki insanın zengin olması, yakışıklı olması ya da yüksek mevkilerde bulunması, o insanı iyi biri yapmayacağı gibi iyi bir eş de yapmaz. Evlilik kararı için gerçekçi olmayan parasal değerler, fiziki güzellik gibi nedenlerle temeli atılan evlilikler gelişememeye mahkûmdur.

BEKLENTİNİN DÜZEYİ NE OLMALI?

Beklentiler evliliğe yüklenen anlamı da belirler. Evlilikten beklenti seviyesinin yüksek olması, eşler arasında yaşanan sorunların en önemli nedenlerindendir. Çünkü yüksek beklentilerin evlilikte karşılanmaması, kişinin hayal kırıklığı yaşamasına neden olur. Bu yüzden evlilik, uzun bir yolculuğa çıkmak gibi düşünülmeli, iyi ve kötü zamanların da olabileceği hesap edilmelidir. Önemli olan evliliğin paylaşım noktasında nasıl yaşanabileceğinin bilinmesi ve ortak değerler olup olmadığıdır. Bununla beraber, evlilik kararında her şeyin insanın kontrolünde olması ve yüzde yüz uyumu bulmak mümkün değildir. Kişiler, beklentileri ve amaçlarının yüzde 70-80 birbirine uyduğunu, birbirlerini tanıma konusunda da yeterli bilgi sahibi olduklarını düşünüyorlarsa evlilik kararı alabilirler.

OLAYLARA İKİ KİŞİLİK BAKABİLİYOR MUSUN?

Evlenecek çiftlerin annelik ve babalık yapacak kişiler olması önemlidir. Çünkü evlilikte çocuk sahibi olmak ya ortak ya da bir tarafın beklentisi olabilir. Bu nedenle kadın ve erkek birbirlerini “Çocuğuma iyi bir model olabilir mi?” diye tartmalıdır. Kadın evleneceği kişinin karakter sahibi, babalık yapacak ve hayatı tek başına göğüsleyecek biri olmasını ister. Erkek ise çocuğuna ve evine bakabilecek bir eşinin olmasın bekler.

HEDEF PİRAMİDİNDE NE VAR?

Evlilikte kişilik önemli, yaşam felsefesi önemli. Evliliğe aileye önem veren bir kişilikte biriyle evlenmek ön planda olmalı. İnsanın hayatındaki hedef piramidinin en tepesinde soyut hedefler olmalı. Maddi hedeflerin ikinci, üçüncü planda olması gerekiyor.

KENDİNİ TANIYOR MUSUN?

Evlenecek kişiler genelde karşı tarafın nasıl biri olduğu üzerinde durur; ancak kendisini analiz etmediği için onunla anlaşıp anlaşamayacağının cevabını sağlıklı veremezler. Dolayısıyla, evlilikte kişinin kendisini tanıması, evleneceği kişiyi tanımasından daha önemlidir. Öz bilincimizi güçlendirmek için kendimizi sorgulamada acımasız olmak, başkalarına karşı ise daha fedakâr, esnek ve hata yapma hakkı tanıyacak tarzda davranmalıyız. Tasavvuftaki nefis terbiyesi de öz bilinci yani kendini tanımayı hedefler.

İDEAL YAŞ NE OLMALI?

Evlilik için ideal yaştan daha çok, psikolojik yaş önemlidir. Yaş olarak fiziksel koşullar uygunsa; psikolojik olarak çiftlerin evliliğe hazır olup olmadıklarına bakılmalıdır. Evlenecek gençlerin ekonomik durumlarının ön plana çıkarılması ya da ailelerin “aman bir an önce baş göz edelim” gibi yaklaşımları sağlıklı sonuçlar vermeyebilir.

EŞ ADAYINI YETERİNCE TANIYOR MUSUN?

Ünlü bir düşünür “Evlilik iki kişinin birbirine bakması değil, aynı yöne bakmasıdır” demiş. Bu söz, aslında evlilikte eşlerin ortak ilgi alanlarının ve değerlerinin olması gerektiğine işaret ediyor. Evlilikte bunların olması için eş adayını tanımak gerekir. Çünkü insan hayat boyu beraber olacağı biriyle aynı yöne bakıp bakamayacağını ancak onu tanıyarak anlar.

MANTIĞINLA MI SEVGİNLE Mİ BAKIYORSUN?

Eş adaylarının birbirini sağlıklı tanıyabilmesi için sevgiyi ikinci, aklı ve mantığı birinci plana almaları gerekir. Evlenmeye hazırlanan gençlerde ise mantıktan çok duygular ön plandadır. Bu nedenle evlenecek genç duygularının kontrolünde hareket eder ve eş adayını tanımaya çalışırken onun hakkında yanlış değerlendirmeler yapar. Hatta ona karşı objektif olamadığı için doğru değerlendirmeler ile yanlış yargılara varabilir.

İLİŞKİDE FLÖRT DOĞRU MU?

Günümüzde flörtün evlilik öncesi gençlerin birbirini tanıması için şart olduğu şeklinde bir anlayış var. Bu, evlenilecek kişinin tanınması adı altında ‘sevgili olunmadan, evlilik olmaz’ anlayışının bir ürünü aslında. Hâlbuki insanın bazı özellikleri denenmez, akıl yoluyla bulunur. Eş adaylarının duygusal nedenlerle birbirlerine objektif bakamamaları nedeniyle flört, bir anlamda eş adaylarının birbirini gerçek manada tanımasına da engeldir.

AŞK MI İLİŞKİ Mİ SAĞLAM OLMALI?

Evliliklerden önce arkadaşlıklar, flörtler faydalıdır, gereklidir deniyor ama bu dönemde eş adayları bazı taraflarını gizleyebiliyor. Altı-sekiz sene arkadaşlık yapıp evliliğinin sekizinci ayında ayrılan pek çok insan var. Evlenecek çiftler arasında aşk ve sevgi olması elbette önemlidir ama öncelikle iyi ilişki olmalıdır. İyi ilişki, kaliteli beraberlik kurduğunuz zaman onun meyvesi sevgi ve aşktır. İlk önce aşk olsa dahi, iyi ilişki kuramadığınız zaman, aşk buhar olup uçar.

FLÖRTÜN BEDELİNİ KİM ÖDÜYOR?

Ayrılmayla biten flörtlerde kızlar daha fazla duygusal oldukları için, daha çok etkilenirler. Karşı cinsle ilişkisinde cinselliği ön planda tutan erkek, ilk aşaması arkadaşlık, ikinci aşaması sevgililik, üçüncü aşaması ise cinsellikten oluşan flörtte, hemen üçüncü aşamaya geçmek isterler. Eğer bunda başarılı olurlarsa, kadın kendisini kullanılmış hisseder. Erkek de kolay elde ettiği şeye değer vermemeye başlar. Bu nedenle genç kızların mutlaka erkeği daha iyi tanımak için onunla vakit geçirme düşüncesinde olmaması gerekir.

EN İDEAL YÖNTEM HANGİSİ?

Evlenmeden önce erkek arkadaşının kendisine yönelik ilgisine alışan genç kızlar, evlendikten sonra erkeğin ilgisinin başka konulara kanalize olmasından dolayı hayal kırıklığına uğrar. Genç kız o zaman “Evlendiğim kişi bu değil” şeklinde düşünmeye başlar. Günümüz şartları değerlendirildiğinde eş adaylarının birbirlerini tanıyarak evlenmesi için en ideal yöntem yarı görücü usulüdür. Kişi evlenecek kişiyi kendisi seçmeli ama anne baba ya da yakın akrabalar da eş adayının evlenmek için uygun biri olup olmadığı konusunda söz sahibi olmalıdır.

NİŞANLILIK NEDEN ÖNEMLİ?

Evlilikte nişanlılık süreci en çekici, en hoş dönemlerden biridir. Çünkü insanın kendisini kendisinden çok düşünen birisinin olması hoş bir duygudur. Bu dönemde, iki tarafta da kuvvetli bir çekim oluşur ve çiftler birbirlerini düşünmeye, birbirlerine kafa yormaya başlarlar. Ancak nişanlılık, evlilik hazırlıklarının getirdiği stres ve çiftlerin birbirlerinin gerçek kişiliklerini tanımaya başlamaları nedeniyle de çoğu zaman problemlerin yaşandığı bir dönemdir.

AZLA YETİNİYOR MU TEST ET!

Günümüz şartlarında nişanlı çiftlerin birbiri hakkında bilmeleri gereken en önemli özellik, eş adayının azla yetinip yetinmediğidir. Çünkü evlilikte sorunlara neden olan konuların başında çocukların eğitimi ve paranın harcanması ya da maddi sıkıntılar gelmektedir. Genelde evlilikte erkekler maddi sorumluluğu üzerlerine aldıkları için eş adayının maddi anlamda evlilikten beklentileri onlar için daha da önemlidir.

ZIT GÖRÜŞLERİ KABULLENEBİLİYOR MU?

Nişanlı çiftler birbirini tanırken ortaya çıkacak farklılıklar büyütülmemelidir. Çünkü çiftlerin yüzde yüz uyumlu olduğu hiçbir evlilik mümkün değildir. Dolayısıyla çiftler arasında birçok konuda zıt görüşlerin olması gayet doğaldır. Şu gerçeği unutmamak gerekiyor: Karı-koca birbirinin kölesi değil, iki hür insandır.

ÖZ ALANLARA SAYGI DUYUYOR MU?

Evlilik öncesi çiftler, genelde aynı şeyleri yapmaktan hoşlanma ve olaylar karşısında benzer davranışlar göstermenin evlilikte uyum için şart olduğunu düşünürler. Bu da karşı tarafın özel dünyasını yok saymaya neden olur. Eş adayının farklılıklarını görmezlikten gelme ve bu farklılıkları ortak noktalar için feda etmek beraberinde aşırı kontrolü getirir. Ortak noktaların çok olması uyum için önemlidir ancak ‘Evleneceğim kişinin her şeyi benim gibi olmalı’ düşüncesi son derece yanlıştır.

NİŞAN DÖNEMİ NE KADAR SÜRMELİ?

Nişanlılık, eş adaylarının birbirini tanıdığı bir süreç olmaktan çok, evlilik kararının doğru olup olmadığının test edildiği bir dönemdir. Birbirini tanımanın ardından eş adaylarının evliliğe ilk adımı atarak nişanlandıkları düşünülürse, nişanlılık döneminin süresinde tanıma konusu belirleyici olmamalı. Nişanlılık çiftlerin evlilik kararında son bir kez düşünmesini sağlayacak ve birbirlerini evliymiş gibi test etmeye yetecek kadar sürmeli.

NİŞANLILIKTA DİNİ NİKÂH OLMALI MI?

Nikâh, dini nedenlerle birbirleriyle rahat görüşemeyen çiftlerin önündeki engelleri kaldırır ve böylece karşılıklı tanımayı kolaylaştırır. Ancak dini nikâh yapıldığında mahremiyetin ortadan kalmasını özellikle erkek, cinsellik anlamında fırsat olarak değerlendirebilir. Bu ise evlilik gerçekleşmediği takdirde genç kız için yıkım olacaktır. Evlilik gerçekleştiği takdirde ise, erkek eşini kolay elde edilebilir biri olarak görebilir.

OLMAZSA VAZGEÇERİM DÜŞÜNCESİ DOĞRU MU?

İki taraf için de gerçek evlilik olarak algılanıyorsa ve karşılıklı güveni zedelemeyecekse nişanlılık döneminde dini nikâh yapılmasında sakınca yoktur. Çünkü evlilikte güven çok önemlidir. Eğer dini nikâh yaparken kişiler, resmi nikâha kadar her hangi bir olumsuzlukta “olmazsa boşanırız” diye düşünmüyorlarsa; “benim için dini nikâh, resmi nikâhtan daha bağlayıcı” diyebiliyorlarsa, o zaman dini nikâh çiftler arasındaki güvene zarar vermeyecektir.

AYRILMAK İSTİYORUM AMA…

Kültürümüzde nişanlılığı geri dönülecek bir süreç olarak görmeme eğilimi vardır ve doğrusu da budur. Çünkü nişan safhasına gelene kadar evlilik sürecinin büyük bölümü bitmiştir. Böyle bir aşamada evlilikten vazgeçtim demek toplum nazarında ciddi nedenler gerektirir. Özellikle erkeğin nişan atması, genç kız hakkında çevresinin olumsuz düşünceler üretmesine neden olmaktadır. Aslında nişanı hangi taraf atarsa atsın bundan en çok etkilenen genç kız olmaktadır. Bu yüzden nişanın atılmasını gerektiren ciddi bir durum varsa, yapılması gereken iki tarafı da tanıyan üçüncü kişilerden ya da objektif olabilecek aile büyüklerinden görüş almaktır. Krizlerde açık ve net olmak, sorunları ertelememek ve konuşarak çözmeye çalışmak gerekir.

 


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:07 Ağustos 2013Yayınlanma Tarihi:17 Ağustos 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.