Dans

Dansa genel olarak baktığımızda kültürlerde, sosyal geçişlerde birlik ve beraberliği sağlamak için kullanılmış ritmik hareketler bütünlüğü şeklinde yorumlayabiliriz. Müzik ve ritm insanın doğasında vardır. Kalbimiz belli bir ritm ile çarpar ve belli bir ritm ile nefes alırız. Bu ritm bedensel ve ruhsal uyumumuz için gereklidir. Ritmimiz bozulduğunda sağlığımız bozulur. Stres ve gerginlik yaşadığımızda, panik durumlarında vücut ritmimiz hızlanmıştır. Kalp atışlarımız ve nefes almamız hızlanır.

Ruhsal sağlık için beden ve ruhun uyumu çok önemlidir. Dans bütün bu ilişkiyi sağlıklı kılma adına bize en kolay ve eğlenceli veren bir etkinliktir.

Zihinsel gelişim ve dans
Konsantrasyon, insanın tüm yaşamında öğrenme ve akılda tutma becerisinin en önemli fonksiyonlarındandır. Dans ederek ritm ve melodi ikilisinin uyumunu sağlamak konsantrasyonla mümkündür. İçsel dünyamıza yolculuk, duygu ve düşüncelerin dengelenmesi konsantrasyonla sağlanabilir. Yaratıcı düşünce için konsantrasyon gereklidir. Ruhsal dengemiz bozulduğunda çoğunlukla konsantrasyonumuzu yitiririz.

Yapılan çalışmalar ses ritm, melodi, vurgu ve armoninin beynin sağ yarım küresinde, frekans ve ses şiddetindeki değişimlerle birlikte müzikle ilgili düşünce kalıplarının ise beynin sol yarım küresinde kaydedildiğini gösteriyor. Müzikle ilgilenenlerin beynin orta kısmında köprü görevi gören, corpus callesum, bölgesinin fazla gelişmiş olduğunu gösteriyor. Bu da bize beynimizi tam kapasite ile çalışma imkanı tanıyor. Biliyoruz ki, beynin tam kapasite ile çalışması her iki tarafı da kullanma becerimizle ilgilidir.

Fiziksel gelişim ve dans
Bütün olarak kasları kullanma becerisinin kazanılması, bedeni kontrol etmeyi öğrenme kişinin fiziksel gelişimini tamamlar. Dans etmek beyin ve vücut arasındaki bağın güçlenmesi için kullanılan bir yöntem olarak kabul edilir. Fiziksel denge, beynin sağ ve sol yanının birlikte kullanımını sağlar. Dans ederken, insan kendi duygularıyla baş başadır. Kendi doğasının farkına varır. Ritm duygusu gelişir. Yaratıcılığı üstün seviyede gelişmeye başlar.
Kendisini kontrol etmeyi başarabilen ve hayatta gerçekçi hedefleri olan insan beynini iyi ve doğru kullanabilir. Beynini iyi ve doğru kullanabilen insan beyninin mutluluk kimyaları salgılanmasını sağlar. Diğer ifade ile seretonin ve endorfin gibi hormonların düzeyini yükseltir ve mutluluk yeteneğini geliştirir. Mutluluk doğru tekniklerle geliştirilebilen bir yetenektir. Bu tekniklerin başında müzik ve dansın geldiğini söylemek yanlış bir ifade olmayacaktır.

Sosyalleşme ve dans
İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biri sosyalleşmesidir. Çocuk oyunla büyür, oyunla sosyalleşir. Müzik ve dansı birlikte kullanmaya anaokulunda ront oyunlarıyla başlar. İlköğretimde grup oyunları, bedensel ve sosyal gelişimleri destekleyen folklor, bale ve modern dans çalışmalarıyla devam eder. Ergenlik ve erişkinlik döneminde dansla sosyal gruplarda kabul görmeye başlar. Dans etmesini bilenler daha kolay grupta kabul görürler. Karşı cinsle ilk temasları dansla olur. Saygı duyulmayı ve önemsenilmeyi ilk dansla keşfeder. Bedeniyle sevgiyi ifadelemeye başladığı dönemde sağlıklı geçişler için dans en önemli fırsatlardan biri olarak karşısına çıkar. Erişkinlik döneminde cinsel partnerini yakından tanıma fırsatı bulur. Dansla eşit, demokrat bir ilişki kurar. Sevgi, şefkat, kızgınlık, güç gösterme, hakimiyet, boyun eyme gibi ilişkilerde sık rastlanan duygu yoğunluklarını tanır ve tavır alır. Kendini ve partnerini tanıma fırsatı ede eder. Dans bir kültürdür. Kendini ifadedir.

Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:15 Mart 2009

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.