Başarının 3 Düşmanı

Günümüzde zaman öldüren faktörler daha da çoğaldı. Başarılı olabilmek için bunlarla bilinçli bir şekilde savaşmak gerekiyor. En önemlilerinden düzensiz uyku ve televizyon herkes için, oyun ise daha çok öğrenciler için tehlike arzediyor.

1  Düzensiz uyku

İhtiyacınız kadar uyuyun fakat her gün yattığınız ve kalktığınız saat belli olsun.

Başarı, öğrencilikte ve sonrasında en büyük hedeftir. Çalışma ise insanın en değerli sermayesi olan zamanı, muntazam kullanması ve başarıya yönelik değerlendirmesidir. Günümüzde zaman öldüren faktörler daha da çoğaldı. Artık bunlarla bilinçli bir şekilde savaşmak gerekiyor. En önemlilerinden uyku ve televizyon herkes için, oyun ise daha çok öğrenciler için tehlike arzediyor.

Uyku, yeme-içme gibi bir ihtiyaçtır. Yemenin az ya da çok olması nasıl insanı rahatsız ederse uyku da böyledir. Yani uykunun azı da çoğu da vücuda kırgınlık yaparak verimi düşürür. Her ne kadar "her yaşın belli bir saat uykusu vardır" denilse de. yine de bu durum bünyeden bünyeye fark eder. Aslında bu fark daha çok kişinin kendisini, zevkine göre uykuya alıştırmasından kaynaklanır

Günlerini iyi değerlendirmek isteyen kişinin uykuyu belli bir kalıba sokması şarttır. "Şu kadar uyuyun." diye matematiksel bir ölçü koyma yerine, daha realist bir tavsiyede bulunmak isterim: İhtiyacınız kadar uyuyun fakat her gün yattığınız ve kalktığınız saat belli olsun. Bunu mutlaka alışkanlık haline getirmelisiniz. Böylece önünüzü görecek ve gününüzü daha güzel planlayabileceksiniz. Bunu sağlamak için:

Düzenli bir uykunuz varsa buna devam edin. Sizin için uyku birinci dere ceden problem olmaktan çıkmış demektir.

Yattıktan beş dakika sonra uykuya dalacak kadar yorulmadıkça yatmayın. Ve eğer yattıktan bir müddet sonra uyuyamıyorsanız geri kalkın.

Uykunuz gelmeden yatağa yatıyorsanız, bu fiziken yorulduğunuzdan değil, yapacağınız işten bir kaçıştır.

Uykunuz düzensiz ise onu düzene sokmak, her gün belli bir vakitte yatağa girmekle olmaz! Akşam uykusu haricindeki ara uykulardan kaçmanız gerekir.

Düzenli uyku aslında düzenli çalışma ve yorulmanın doğurduğu bir sonuçtur.

 

2  Oyun - Atari - Bilgisayar

Okul zamanında oyun-atari-bilgisayar hususunda tatillerde olduğu kadar rahat olmamanız gerekiyor.

Planlı ve düzenli bir öğrenci iseniz; o günkü planınızdaki ya da hedefinizdeki dersi bitirmeden oyun-atari-bilgisayar başına geçmeyin. Peki oyun zamanlarını nasıl ayarlamalı:

Kendinize çok güvenseniz bile "Derse bir ara vereyim, şu kadar oynadıktan sonra tekrar derse oturayım." şeklinde bir plan yapmayın. Bunların basından kalkmak o kadar kolay değildir. Kesinlikle o günün bütün işleri bittikten sonra oyun oynayın.

Öncelikle şunu bilmeliyiz ki: oyun-atari-bilgisayar hususunda tatillerde olduğu kadar rahat olmamamız gerekiyor.

O güne ait ders çalışıldıktan sonra da sınırsız değil, kontrollü olarak oynamak gerekir ki, beyninizi, gözünüzü, bedeninizi bunlarla yormamalısınız. Çünkü onlar size ders çalışırken tekrar lâzım olacak.

Başından kalktıktan sonra da zihninizin orada takılıp kalacağı oyun ya da bilgisayar işlerine girmeyin. Ders çalışırken sürekli kafanıza takılıp sizi rahatsız edecektir.

Bedene dayalı oyunları, kendinizi bitirip tüketene kadar oynamamalısınız ki, ders çalışacak enerjiyi kendinizde bulabilesiniz. Bunda da ölçüyü zamandan ziyade bedeninize göre ayarlamalısınız. Bu tarz oyunları, mümkün olduğu kadar tatillerde ya da dinlemenize yeterli vakit kalacağı günlerde oynayın. Kritik zamanlarda oynayarak dersinizi riske atmayın.

 

3  Televizyon

Televizyon zaman ve dikkat canavarıdır. Geriye dönüp bakıldığında insanın elinde kayda değer hiçbir şey bırakmaz.

Aslında kurnanda ile televizyonu yönettiğimizi sanırız. Oysa kumandayı elimize aldığımız andan itibaren, televizyon bizi yönetmeye başlar. Kumandasına hakim olan çok ender insan vardır.

Televizyon zaman ve dikkat canavarıdır. Geriye dönüp bakıldığında insanın elinde kayda değer hiçbir şey bırakmaz.

Dikkatlerden kaçan en önemli nokta ise şudur: Aslında televizyon her zaman zevkle izlenmiyor! Çoğu zaman can sıkıntısından, iç boşluğundan ya da iş bıkkınlığından dolayı, sadece oyalanmak için, hayatımızdan çıkaramadığımız köklü bir alışkanlıktır. Peki neler yapmalıyız:

Öylesine bir bakayım diye asla televizyonu açmayın ya da karşısına geçmeyin. Çünkü mutlaka dikkatinizi çeken bir şeyler bulacaksınız ve durup dururken başınıza iş alacaksınız. Oysa dikkatinizi çeken bir program; sizin ille de izleyeyim dediğiniz bir program değildir.

Sevdiğiniz televizyon programlarını bir kâğıda yazın. Onların günlerini ve saatlerini tespit edin. Sadece onları izlemek için televizyon karşısına geçin. Ve program bittikten sonra kesinlikle başından kalkın. Çünkü başka bir şeye takılabilirsiniz.

Bu programları izlerken "Ben televizyon izleyerek ders çalışabilirim." ya da "Ne kadar ders çalışırsam kârdır." düşüncesiyle, ders çalışmaya kalkışmayın. Siz kâğıt üzerinde birşeyler yapabilirsiniz. Ama o dersten size fayda gelmez. Televizyon %80'lere kadar verimi düşürür. Dolayısı ile bu kendinizi kandırmak olur. Ya televizyon izleyin ya da ders çalışın ve ne yapıyorsanız onun hakkım vermeye çalışın!

 

 

 


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:22 Nisan 2006

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.