Yeteneklerimize sahip çıkıyor muyuz?

Yeteneğin farkında olmak önemli, onu yönetebilmek daha önemli. İş hayatında yetenekten faydalanmayı bilmek, onun eğitilmesi ve gelişimine imkân tanımak ise diğer önemli konu. Önceki yazımda konunun hassasiyetine dikkat çekmiştim.

Yeteneğin farkında olmak önemli, onu yönetebilmek daha önemli. İş hayatında yetenekten faydalanmayı bilmek, onun eğitilmesi ve gelişimine imkân tanımak ise diğer önemli konu. Önceki yazımda konunun hassasiyetine dikkat çekmiştim.

saban_ozdemirRekabetin arttığı 21. Yüzyılda dünyaya kendini kanıtlamış markaların sermayeden, teknolojiden ziyade yetenekli bireylere yatırıma öncelik verdiğini biliyoruz. Yeteneği göz ardı eden, elindeki yeteneğin farkına varmayan, onu kaybeden ya da gelişimine imkân tanımayan kurum ve kuruluşların zamanla yok olduğuna da şahit oluyoruz. Teknolojik gelişmeye paralel bilgiye erişimin herkese aynı mesafede olduğu günümüzde farkın ve başarının yetenekli bireylerle elde edileceği ortada. Yetenekli kişilere geleceğin petrolleri olarak bakılması ise bu yüzden. Yetenek yönetiminde küresel savaşın hâkim olduğu, dünyanın önde gelen işletmelerin CEO’larının yetenek yönetimini tartıştığı bugünlerde Üsküdar Üniversitesi önemli bilimsel etkinliğe ev sahipliği yaptı. 1’inci İletişim Günleri kapsamında iki gün boyunca “ Nöropazarlama ve İletişim Odaklı Yetenek Yönetimi Zirvesi” düzenledi. Program sınır ötesi katılımlıydı. Dünyanın önde gelen isimleri zirvede buluştu. Amerika'da 40 yıldır yetenek yönetimine ilişkin çalışmalar yürüten, Harvard Üniversitesi Extension School - Yetenek Yönetimi Program Direktörü ve Harvard Management Company Kıdemli Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mike Dean zirveye konuşmacı olarak katıldı. Bu alanda Harvard Üniversitesi’nden bir ismin olması önemliydi. Çünkü 400 yıllık köklü bir geçmişe sahip Harvard Üniversitesi, özellikle yetenek yönetiminde yıldız isimlerin yetiştiği kaynak. Sadece Prof. Dr. Dean değil, Pensilvanya Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi, "Talent on Demand" kitabının yazarı Prof. Dr. Peter Capelli de zirvedeydi. Business and Information Technology School Öğretim Üyesi Dr. Christian Chlupsa ve Buyer Brain Şirketinin Kurucu Ortağı Ana Lorga da yine zirvede yer alan diğer yabancı akademisyenlerdi. Zirve, Türkiye’den de önemli isimleri buluşturdu. M-GEN Yönetim Danışmanlığı Şirketi Kurucusu Ufuk Tarhan, Yeni İK Danışmanlık Şirket Başkanı Prof. Dr. Türker Baş, GE Türkiye İK Direktörü Belgin Ertam, Tav Havalimanları Holding İnsan Kaynakları Direktörü/Peryön Genel Başkan Yardımcısı Yiğit Oğuz Duman, HP Türkiye İK Direktörü İdil Ün Tınaz, Prof. Dr. Ali Atıf Bir, Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, Prof. Dr. İzzet Bozkurt, Yrd. Doç. Dr. Cumhur Taş, Yetenek Yönetimi Kitabının yazarı Yrd. Doç. Dr. Dinçer Atlı, "İletişim Odaklı Yetenek Yönetimi Zirvesi" nin konuşmacıları arasındaydı. Tüm dünyanın önemsediği Yetenek Yönetiminin Türkiye’de dünyaca ünlü isimlerin katılımıyla ele alınması ülkemiz adana gerçekten çok sevindiriciydi. Bu etkinlik Türkiye’nin de yetenek yönetimini önemsediğini gösteriyor. Yetenekleri fark edilmediği ve önemsenmediği için ülkelerini terk eden beyinler ve yeteneklerin artık ülkemizde kalacağı, yeteneklerini ülke menfaatleri için seferber edeceği anlamı da taşıyor bu program. İki gün süren zirvede önemli başlıklar ele alındı. Oturum arasında Prof. Dr. Sevda Asgerova ve Prof. Dr. Çiçek Aghayeva’nın ikili piyano performansları ise gerçekten büyüleyiciydi. İkili uzun süre ayakta alkışlanması da bundandı. Özellikle de yabancı davetlilerce. Yetenek yönetimi, yeteneğin eğitimi, geliştirilmesi birçok yönüyle konuşuldu bu zirvede. Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mike Dean’ın konuya ilişkin söylemleri ise çok önemliydi. Her bir söylemi kurum ve kuruluşların, yetenek yöneticilerinin kulaklarına küpe önemindeydi. İnsan kaynakları alanında yetenek yönetimine ilişkin 40 yıla yakın süredir araştırmalarda bulunan Dean, yetenek yönetimindeki ilk adımın yetenekli biriyle evlenmek olduğunun altını çiziyor. Her kurumun İnsan Kaynakları politikalarını sorgulamasının, başta İnsan Kaynakları olmak üzere tüm departmanların yetenek havuzunu geliştirmek için çalışmalar yapmasının önemli olduğuna dikkat çeken Dean, her yöneticinin yetenek yönetiminden sorumlu olduğunu hatırlatıyor. Küresel yetenek savaşları var diyor Dean. Kurumların yetenek ve marka alanında ciddi çalışmalar yaptığını söylüyor. Günümüzde kazanmanın, başarının şirketlerin iyi yetenekleri ellerinde tutabilmeleri ile doğru orantılı olduğunu kaydediyor. Şirketlerin iyi yetenek yönetimi vizyonuna sahip olması gerektiğini belirterek, yöneticilerin en iyi yetenekleri bulmakla kalmayıp, gelişimleri için de eğitim programları sunmaları gerektiğini ifade ediyor. Türkiye’nin yetenek yönetimi karnesine ilişkin de değerlendirmelerde bulunuyor Dean. Rakamlar öyle demese de Dean, Türkiye’ye konusunda iyimser tablo çiziyor. Ona göre Türkiye ışık saçan bir ülke. 48 kriterde değerlendirilen INSEAD 2013 Global Yetenek Yönetimi Endeksine göre 103 ülke arasından Türkiye 67. sırada olsa da Türkiye’nin fırsatlar ülkesi olduğunun altını çiziyor Dean. Geleceğin liderliğine ilişkin de tüyolar veriyor Dean. Değişimden korkmayan, eğitimi ve gelişimi hedefleyen, sadakati, çalışan ile arasındaki ilişkiyi, bağı önemseyen kişilerin geleceğin yöneticileri olmaya aday kişiler olduğunu söylüyor. Liderliğin sınıf ortamında değil, gerçek zamanlı öğrenmenin mümkün olabileceğinin de altını çiziyor. İyi bir lider ya da yöneticiniz varsa bütçenin önemi yok gelişim ve eğitimde fırsatlar bir şekilde oluşturulur diyen Dean, çok önemli mesaj veriyor. Yazımı Dean’ın o mesajıyla noktalıyorum. “İnsanlar şirketi değil yöneticileri terk eder” Şaban ÖZDEMİR - sabanozde@gmail.com

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:06 Temmuz 2015Yayınlanma Tarihi:08 Nisan 2014

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.