Sosyal fobi alkol ve madde kullanımı artırıyor

Birçok psikiyatrik hastalıkla birlikte görülebilen sosyal fobi, alkol ve madde kullanımını 2-3 kat artırıyor.

Birçok psikiyatrik hastalıkla birlikte görülebilen sosyal fobi, alkol ve madde kullanımını 2-3 kat artırıyor.

Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı  ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Erhan  Kurt, birçok psikiyatrik hastalıkla birlikte görülebilen sosyal fobinin alkol ve  madde kullanımını 2-3 kat arttırdığını bildirdi. Kurt, yaptığı açıklamada, sosyal ortamlarda ve kişisel performans  gerektiren durumlarda, başarısız olacağı, aşağılanacağı ve utanılacak şekilde  davranacağına ilişkin kişinin aşırı ve sürekli korku duymasının “sosyal fobi”  olarak adlandırıldığını söyledi.

BAĞIMLILIKLA İLGİLİ BİLGİ ALMAK İÇİN TIKLAYIN...

 Bu yüzden sosyal fobisi olan kişinin bu tür ortamlara girmekten  kaçındığını, girmediğini, girerse huzursuz olduğunu belirten Kurt, “Eğer kaçma  ve kaçınma davranışı iş, özel ve sosyal yaşamı olumsuz etkiliyorsa kişiye sosyal  fobi teşhisi konulmaktadır” bilgisine yer verdi. Kurt, hastalığın belirtilerinin ergenlik döneminde başladığını  kaydederek, şunları dile getirdi: “Çarpıntı, terleme, gerginlik, ağız kuruluğu, yüz kızarması ve midede  rahatsızlık hissi en sık belirtileridir. Sosyal fobisi olanlar için en sıkıntı  verici davranışlar ise, kalabalık önünde konuşmak, başkalarıyla birlikte yemek  yemek, başkalarının önünde yazı yazmak, toplu taşıma araçlarıyla seyahattir.”

SOSYAL FOBİYLE İLGİLİ BİLGİ ALMAK İÇİN TIKLAYIN...

Sosyal fobinin birçok psikiyatrik hastalıkla birlikte görülebileceğini de  aktaran Kurt, bunların, depresyon, agorafobi, yaygın anksiyete bozukluğu olduğunu  dile getirdi. “Sosyal fobi ile alkol ve madde kullanımı 2-3 kat artmaktadır. Çünkü  kendi kendini tedavi edici araçlar olarak kullanılmaktadır” ifadesine de yer  veren Kurt, bu alanda yapılan araştırmaların, hastalığın Türkiye ve dünyada  farklı oranlarda görüldüğünü gösterdiğini ifade etti. Kurt, şöyle devam etti: “Çünkü bazı toplumlarda utangaçlık ve çekingenlik desteklenen ve tasvip  edilen bir durumdur. Ülkemizde 'ne kadar uslu çocuk', 'ne kadar ağırbaşlı genç',  'ne terbiyeli hiç sesi çıkmıyor' cümleleri hepimizin kulağına çalınmıştır.  Ülkemizin batı ve doğu coğrafyasında farklı tutumlar olduğu gibi dünyanın bize  göre doğu ve batısında da farklı tutumlar ve gelenekler sosyal fobi oluşumuna  zemin hazırlamakta veya önleyici olmaktadır. Örneğin Japonya'da normal kabul  edilen bir davranış ABD'de sosyal fobik bir davranış, yani hastalık olarak kabul  edilebilmektedir. Yani toplum, aile tutumları ve eğitim önemli bir faktördür.”

SOSYAL FOBİ KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

Sosyal fobinin aynı aile içinde ve ikizlerde daha sık görüldüğünü  kaydeden Kurt, “Bazı araştırmalar kadınlarda daha sık görüldüğünü  göstermektedir. Erkekler sosyal anksiyetelerini yatıştırmak için alkole  başvurmaları nedeniyle daha az sosyal fobi tanısı alıyorlar. Medeni durum olarak  sosyal fobik olanların olamayanlara göre daha sıklıkla yalnız yaşayan, evlenmemiş  ya da boşanmış kişiler oldukları görülmektedir” ifadesinde bulundu. Doç. Dr. Erhan Kurt, tedavinin en önemli ayağının bu durumun bir “huy”  ya da “kişilik özelliği” değil, hastalık olduğunun kavranmasından geçtiğini  vurgulayarak, şunları kaydetti: “Günümüzde pek çok ilaç sosyal fobi tedavisinde kullanılmaktadır ve  başarılarını ispat etmişlerdir. En etkili terapi yöntemi diğer kaygı  bozukluklarında olduğu gibi bilişsel davranışçı terapidir. Bunun bir parçası  olarak sosyal beceri eğitimi uygulanması gereken yöntemdir.” A.A  

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:16 Şubat 2012Yayınlanma Tarihi:23 Şubat 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.