Sanal esarete mahkum değilsiniz!

Kumar siteleri ve mobil oyunlar, internet üzerinden uyuşturucu temini, orantısız kullanılan sosyal medya, alışveriş, chat yapmak, yeni arkadaşlıklar kurmak için çöpçatan sitelerinde vakit geçirmek, kişileri ucu bucağı olmayan bir bağımlılık alanına itiyor.

Prof. Dr. Nesrin Dilbaz anlattı:

Çağdaşlaşmanın önde gelen getirilerinden biri olan internet, aynı zamanda iki ucu keskin bir bıçak. Bir taraftan toplumsal gelişime katkıda bulunurken, diğer taraftan bilinçsizce kullanılması çeşitli sorunları da beraberinde getiriyor.

HERKES YILDIZ GİBİ HİSSETMEK İSTİYOR

Facebook, Instagram, Twitter ve benzeri sosyal ağlara bağımlılık insanların hayatını nasıl etkiliyor?

Akıllı telefonlar artık elimizin altında duruyor ve belki can sıkıntısından, belki utangaçlıktan ve belki de yalnızlıktan sürekli olarak kullanıyoruz. Bu da gerçek hayattaki iletişimi bozuyor.

Neden elimizden düşüremiyoruz? Sosyal mecralarda insanların yükledikleri fotoğrafların veya yazdıkları mesajın ne kadar “like” aldığını önemsemesi niçin önemli?

 Facebook, Instagram ve Twitter’da en önemli şey sizi kaç kişinin takip ettiği, yazdıklarınızı kaç kişinin okuduğu yani ne kadar popüler olduğunuzla ilgili. Geçen gün evlenen iki sanatçının Maldivler’deki balayını gazeteler 3 gün yazdı. Fotoğraflarını 2,5 milyon kişi tıklamış. Bu durum onların popülerliğini artırıyor ve işlerine olumlu yansıyor.

 Ama sıradan vatandaşlar da aynı şeyi yapıyor.

 Onlar için de benzer bir duygu. Aslında herkesin içinde bir popüler olma daha doğrusu sevilme isteği var. Sosyal medya hesaplarınızda kurduğunuz bir cümlenin, koyduğunuz bir fotoğrafın beğenilmesi sizin onaylandığınızı hissettiriyor. Doğrudan egoya iyi gelen ve haz almanızı sağlayan bir duygu. Her şey keyif alma ve mutlu olma isteğinde düğümleniyor.  Burada anahtar nokta hızlı mutlu olma…

Çaba göstermeden elde edilen bir onay mekanizması olmuyor mu bu?  Günümüzde insanların en önemli sorunlarından biri  emek vermeden bir şeyler elde etme duygusu. Hazza yönelik yaşıyoruz.  Özellikle gençler böyle. “Her şey beni mutlu etmek üzerine kurulsun” beklentisi var. Sosyal medyadan alınan hazzı; altı kirlenen, karnı acıkan bebeğin bu ihtiyaçlarının ivedilikle karşılanmasını istemesine benzetebiliriz. Bebeklik dönemin söz konusu olan ‘Primer haz’ ilkesi artık yetişkinlikte de ön planda olmaya başladı. Aslında bu primer haz ilkesinin 1 yaştan itibaren bitmesi gerekiyor. Eğer siz bunu devam ettirirseniz aslında sağlıklı kişilik gelişimi oluşmuyor. Sosyal medyada olmadığı biri gibi davrananlarda öz güven eksikliği var.

HAYATIMIZ İNTERNETTE GEÇİYOR

İnternet kullanımı ile ilgili yapılan bir uluslararası çalışmada, Türkiye’de günlük 26 milyon kişi internete giriyor ve bu kullanıcılar internette ortalama 280 dakikasını geçiriyor. Sosyal medya hesapları ise en çok zaman geçirilen sanal alanlar. Sosyal medya, “sanal alışveriş merkezi” olarak da tanımlanıyor. Dünya üzerinde her üç kişiden ikisi sosyal ağları ziyaret ediyor. En çok paylaşılan fotoğraflar ise kişilerin kendi kendilerini çektikleri “selfie”leri... Veriler en çok tercih edilen sosyal medya alanının Facebook olduğunu gösteriyor.

-Her gün tüm dünyada Facebook üzerinde 8 milyar dakika geçiriliyor ve 285 milyon içerik paylaşılıyor.

- Eğer Facebook bir ülke olsaydı, 350 milyon aktif kullanıcısıyla Çin ve Hindistan’dan sonra dünyanın en kalabalık 3. ülkesi olurdu.

-Türkiye 41 milyondan fazla kullanıcısıyla Facebook’un en aktif 3. ülkesi ve Avrupa’nın en çok internette zaman geçirilen ülkesi.

SOSYAL MEDYADA CİNSİYET FARKI

KADIN ARKADAŞLARIYLA KONUŞUYOR ERKEK SOSYAL AÇIĞINI KAPATIYOR

Sosyologlar, sosyal medya kullanım amacını cinsiyetlere göre incelemişler. Araştırmalar, kadınların daha çok arkadaşları ile iletişim kurmak, erkeklerin ise sosyal açıklarını kapatmak, öğrenmek ve sosyal kimliklerini öne çıkarmak amacıyla bu mecraları kullandıklarını gösteriyor. Kişiliklere göre kullanım amaçları incelendiğinde dışa dönüklerin sosyal ağlarını geliştirmek, içe dönüklerin ise gerçek hayatta olmayan sosyalliklerini telafi etmek için sosyal medya ağlarını kullandıkları görülüyor. Sosyal medya sitelerinde her ne kadar her yaştan insan “geziniyor” gibi görünse de daha çok gençlerin etkilendiği biliniyor.

KUMAR TUZAĞINA DİKKAT!

Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, internet üzerinden ulaşılabilen bahis sitelerinin ve kumar bağımlılığının, ülkemiz için önemli ama üzerinde fazla durulmayan sorunlardan biri olduğunu söylüyor. Özellikle akıllı telefonlar aracılığı ile kolaylıkla ulaşılabilen bu sitelerin gençler için tehlike oluşturduğunu anlatan Prof. Dr. Dilbaz, “Bağımlılığın en önemli iki kavramı hız ve yüksek hazdır. Bir şey ne kadar hızlı etki eder ve ne kadar hızlı haz verirse o kadar bağımlılık yapar. Bu yüzden sigara çok önemli bağımlılık yapıcı bir maddedir. Beyinden salgılanan dopamini çok fazla yükseltmez ama çok hızlı yükseltir. İlk nefeste hissedersiniz ve 20 dakikadan sonra da çok hızlı düşer. Onun için tiryakiyseniz, 20 dakika içinde tekrar sigara yakarsınız” dedi.

İnternet üzerinden oynanan kumarda da, bir bahis cevabının dakikalar içinde gelmesinin alınan hazzı çok yükselttiğine dikkat çeken Prof. Dr. Dilbaz, “Eskiden bu durum kumarhaneler için söylenirdi ama artık ona hiç gerek yok. Çocuğunuzun oturduğu yerde hatta tuvalette internete girip bahis oynaması mümkün. Bu sitelerde yaş sorulmadığı için de, Uzak Doğu’daki bir futbol maçında topu taca ilk olarak hangi takımın atacağı üzerine bir bahse kolayca girebilir ve birkaç dakika için de sonuç belli olur. Onun için çok ciddi tehlikelerden biri ve en az madde kadar önemli” dedi.

SOSYAL MEDYA İLE ARANIZA SINIR KOYUN

Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, sosyal medya bağımlılığından kurtulabilmek için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

Kendinizi engelleyemiyorsanız, akıllı telefon kullanmayın.

Evde mutlaka iş yapmak zorundaysanız, internet kullanımınızı 2 saatle sınırlayın.

Çocukları akıllı telefonlar ya da tabletlerle oyalamak yerine evde sorumluluklar verin.

Çocukları 7 yaşından önce bilgisayar, laptop, tablet ve akıllı telefonla tanıştırmayın. 7 Yaşından sonra günde 1 saat olacak şekilde ebeveyn eşliğinde eğitime yönelik oyunlar oynamasına izin verin.

YOKSUNLUK VARSA BAĞIMLISINIZ?

 Sosyal medya bağımlısı olup olmadığınızın en önemli göstergelerinden birinin sosyal medyaya ulaşamadığınızda hissettiğiniz “yoksunluk duygusu” olduğunu söyleyen Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, “Bunu sigara, alkol ya da madde bağımlılığındaki “aşerme” durumuna benzetebiliriz. Diyelim ki cep telefonunuzu evde unuttunuz ve 3 saat ulaşamadınız. O sırada ne hissettiğinize bakmak gerekiyor. Ya da bir toplantıdasınız, aklınız sosyal medya hesaplarınızda kalıyor ve koyduğunuz bir fotoğrafa ne kadar beğeni ya da yorum geldiğini görmek için yanıp tutuşuyorsanız siz bir bağımlı olabilirsiniz” dedi. 

TÜRKİYE


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:14 Kasım 2018Yayınlanma Tarihi:19 Eylül 2016

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.