Özür dilemeye gerek yok mesaj gönderin yeter!

Teknoloji nezaket kurallarını demode hale getiriyor. Artık bizzat özür dilemeye gerek yok, mesaj göndermek yetiyor.

Kısa süre öncesine kadar, bir randevuyu yerine getiremeyeceğinizi bildirmenin tek yolu, yüz yüze görüşmek ya da telefon etmekti. Etkileyici bir özür beklenirdi. Şimdiyse parmaklarımız, SMS'ler ya da diğer mesajlaşma yöntemlerini kullanarak ilişkilerimizin yarattığı zorunluluklardan kaçmamıza izin verince, iptal etmenin önündeki engeller kalktı. Dışarı çıkmak istemiyor musunuz? Çabucak bir not yazıp ("Kusura bakma, bu akşam gelemeyeceğim") "gönder"e basın. Önceden haber vermekle de uğraşmayın. Ne kadar geç haber verirseniz, o kadar iyi. Televizyon programı sunucusu Andy Cohen, "Mesajlaşmak tembel işi. Hiçbir şeye kafa yormamanıza yol açıyor ve herkesi sorumsuzlaştırıyor" diyor. New York'ta bulunan Wick & Company isimli şirketin kurucusu Ashley Wick, temsil ettiği tasarımcıyı 10 kadar editöre tanıtmak için bu sonbaharda küçük bir yemek verdi.

Davetiye iki hafta öncesinden gönderildi ama yemek günü davetlilerin yarısı e-postayla katılamayacaklarını belirtti. Wick, "Görünüşe bakılırsa, çevrimdışı nezaket kuralları artık geçerliliğini yitirmiş durumda. İnsanlar randevularını iptal etmek için e-posta ya da SMS'lerin arkasına saklanıyor ve yüz yüze görüşünce yapmayacakları şeyleri yapıyor" diyor. Geçmişte randevulara sadık kalmanın nedenlerinden biri ev sahibini üzme korkusuysa, teknolojinin bu tartışmayı daha görünür kıldığı söylenebilir. Mücevher markası Dannijo'nun kurucularından 27 yaşındaki Danielle Snyder, "Kimse telefonu eline alıp, 'Yemeği önümüzdeki hafta yiyelim çünkü bugün partiye gitmek istiyorum' demez. Bunu sesli söyleyince kulağa ne kadar kötü geldiğini fark ediyorsunuz" diyor. İnsanların bahanelerini iletmek için son ana kadar beklediği varsayımı da vicdanımızı biraz daha rahatlatıyor.

DuJour dergisinin kurucusu Jason Binn, "İnsanlar mesaj gönderince benim onu gördüğümü düşünüyor" diyor. Kopenhag IT Üniversitesi'nden Richard Ling, mobil cihazların yön verdiği sosyal etkileşimler için bir terim üretmiş: Mikro-koordinasyon. Ling cep telefonlarından önce insanların daha önceden belirlenmiş bir zaman ve mekâna göre plan yaptığını, şimdiyse mikro-koordinasyon yaptığımızı, yani planlarımızı trafik sıkışıklığı ya da gece mesaisi gibi anlık olaylara göre değiştirdiğimizi söylüyor. Ling, "Cep telefonu bu türden koordinasyonu daha detaylı bir hale getirmemizi sağladı.

Aynı anda üç-dört planımız olabilir, biri suya düşebilir ya da yeni bir tanesi ortaya çıkabilir. Şu anda temel bir belirsizlik içinde yaşıyoruz" diyor. Mikro-koordinasyon belki de en çok anlık mesajlar ve SMS'lerle büyüyen ergenler ve 20'li yaşlardakiler arasında kendini belli ediyor. Aşağı Manhattan'ın TriBeCa semtinde yaşayan 23 yaşındaki ressam Rachel Libeskind, sosyal etkileşimlerine sürekli olarak iPhone'dan yön veriyor. Hafta sonunda her akşam için 3 veya 4 ayrı plan yapıyor. Herhangi birisini gerçekleştirme şansının yüzde 60 olduğunu bilerek böyle plan yapıyor.

Libeskind, "Arkadaşlarım bana, 'Bu hafta bir şeyler yapalım' diyor. Benim de o hafta için üç-dört planım oluyor ama ortalama olarak bunların yarısı suya düşüyor. Arkadaşlarımla yaptığım planlar sürekli değişiyor" diyor. Dahası, arkadaşların birbirini ekmesi artık kaba sayılmıyor. "Bu planları yaparken fazla fedakârlıkta bulunmadığımız için kaba gelmiyor. Çünkü herkes aynısını yapıyor" diyor.

Moda tasarımcısı Cynthia Rowley, cep telefonundan yürüttüğü sosyal hayatı sayesinde arkadaş sayısını artırabildiğini söylüyor. Bunun için her biriyle yüz yüze görüşmesi bile gerekmiyor. Davranış kuralları uzmanlarını rahatsız etse de, mikro-koordinasyonun bazı faydaları var. Michigan Üniversitesi'nden iletişim doçenti Scott Campbell, "Plan değişikliği yapabilmek ya da planlarda esnek olabilmek çoğu kişinin hoşuna gidiyor" diyor. Campbell, "Buluşmak için bir yer hatta gün bile belirlemek zorunda değiliz. Anlık bir kararla buluşmayı gerçekleştirebiliyoruz. İnsanların çoğu, bundan heyecan duyuyor" diyor.

THE NEW YORK TIMES


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:19 Kasım 2012Yayınlanma Tarihi:21 Kasım 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.