Neden yüzleri tanır da isimleri hatırlamayız?

Yüzleri ve isimleri hatırlamak için beynimizin aynı şekilde çalıştığını düşünürüz; fakat uzmanlar bu iki sürecin birbirinden tümüyle farklı işlediğini belirtiyor.

“Yüzleri çok iyi hatırlarım ama isimler konusunda çok kötüyüm” cümlesini sık sık duyarız. Fakat yaygın kullanılan bu ifade ne kadar doğru? Hafıza psikolojisine ufak bir yolculuk yapıp yüzler ve isimlerle ilgili hafızanın nasıl çalıştığına bir bakalım.

İnsanların yüz tanıma konusunda uzman olduğu doğrudur. Birçoğumuz binlercesini tanırız ve bu işi otomatiğe bağlanmışçasına yaparız. Nörologlar bunu zor bir işin kolaymış gibi görünmesi olarak değerlendirir. Çünkü beyinde bu görev için ayrılmış çok sayıda mekanizma vardır.

Beynimizde yüz tanıma görevini yerine getiren bir bölüm vardır; kısaca FFA olarak adlandırılan bu bölüm kulaklarımızın arkasında bulunan temporal lop bölgesinde yer alır. Bu bölgede herhangi bir hasar meydana geldiğinde, bu hasar görmenizi etkilemese bile insanları yüzlerinden tanıma yeteneğini yitirir, ancak seslerinden ve giysilerinden tanıyabilirsiniz. Beynin bu bölgesindeki zayıflığın kalıtsal olması da söz konusu. Prospagnozi adı verilen ve yüz körlüğü olarak tanımlanabilecek bu durumda tüm aile fertleri, birbirlerinin yüzleri de dahil hiçbir yüzü tanıyamaz.

İKİ FARKLI İŞLEM

Fakat ne ilginçtir ki isimleri hatırlamak için benzer bir alan yoktur beynimizde. Sadece kelimeleri hatırlama göreviyle yükümlü bölgeler vardır; isimler de zaten özel kelimelerdir. Bu bölgelerde meydana gelen bir hasar sonucunda isimleri de kelimeleri de hatırlamakta zorluk çekeriz. Örneğin muzu tanır, onun lezzetini bilir, hatta muzlu pasta tarifi bile yapabilir, ama adını hatırlamayız.

Yüzleri tanımak ve isimleri hatırlamak için kullanılan hafıza işlemi birbirinden farklıdır. Yani iki farklı psikolojik işlem devreye girer: Tanımak ve hatırlamak. Örneğin bir partide konukların yüzlerine bakarken biriyle göz göze geldiğinizde “Bu kişiyi tanıyor muyum?” diye kendinize sorduğunuzda buna yüz tanıma işlemi denir ve vereceğiniz cevap ya “evet, tanıyorum” ya da “hayır, tanımıyorum” olacaktır.

Daha sonra bir tanıdığınızla konuşurken onu başkalarıyla tanıştırmanız gerektiğinde hafızanın isim hatırlama kısmı devreye girecek, gördüğünüz bir şeyi tanımak değil, daha önce öğrenmiş olduğunuz bir şeyi hatırlamak söz konusu olacaktır. Burada basit “evet/hayır” yanıtı işe yaramayacak, bizzat ismin ne olduğunu hatırlamanız gerekecektir.

Yani şöyle de diyebiliriz: Yüzler verili bir bilgidir; baktığımızda orada görürüz; yapmamız gereken tek şey onları daha önce görmüş olup olmadığımızı bilmektir. Oysa isimler hafızada saklıdır ve onlarla ilgili daha zor bir psikolojik işlem yapmamız, arayıp bulmamız gerekir.

GÖRSEL İPUCU

İsimleri hatırlama konusunda iyi değilseniz uygulayabileceğiniz bazı yöntemler vardır. Hafızayla ilgili deneyler, kendinizi zorlayarak hatırlamaya çalışmanın işe yaramadığını göstermiştir. Hatırlamaya çalıştığınız şeyi tekrarlamak ve onunla ilgili bağlantılar kurmak daha yararlı olacaktır.

BBC TÜRKÇE


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:01 Aralık 2016Yayınlanma Tarihi:27 Ocak 2016

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.