Küreselleşme rüzgârları

Ekonomik kriz ve küreselleşmeyle birlikte toplumları toplum yapan değerler de yavaş yavaş azalmaya başladı.

Manevi değerlerin yerini maddiyat almakta...
Tıpkı insanlar gibi toplumlar da kimlik bunalımlarına girmeye başladılar.
Özellikle de eğitim seviyesi düşük olan ülkelerde insan hakları, adalet, eğitim, sağlık sistemlerinin pek iyi olduğu söylenemez.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan Hocamız “toplum psikolojisi” başlıklı kitabında “Kültürel emperyalizmin hedeflerinden biri, toplumu şizofren yapıp dağıtmaktır.” Diyor.  Sonra da kültürel kimliğin önemine değiniyor.
Avrupa’da yasayan Türk toplumunun durumunu öyle güzel izah etmiş ki hoca.
Kendi kabuğuna çekilmiş, gettolaşmış azınlıklar...
Uzun yıllar sonunda sadece siyah renkleriyle kalan Amerika’daki zencileri de örnek vermiş.
Kültürel kimliğin iki temeli olan “dil ve din” konusunun önemini vurgulamış.
Dilini ve dinini koruyabilen insanların hangi kültürün içine girerlerse girsinler kimliklerini muhafaza edebileceklerini belirtmiş.  
Buna verebileceğimiz en güzel örnek  Belçika’da yaşayan flaman ve valonlardır. Her iki toplum da ekonomik çıkar çatışmalarına rağmen yıllarca kendi kimliklerini koruyabilmişlerdir. Flamanlar dillerinden asla ödün vermemiş, bir zamanlar ekonomik güç volanların elindeyken sonraları Flamanların eline geçmiştir.  

Bu gün İngilizcenin uluslararası bir dil olması tesadüf olamaz.  
Dilini ve dinini koruyan, kültürüne, kendi benliğine sahip çıkan insanların da, ülkelerin de daha başarılı oldukları ortadadır.  
Ancak burada “din” kavramının altını çizmekte fayda var diye düşünüyorum.
Din sadece nüfus cüzdanlarında yer alan bir terim değildir.
Din inanmak demektir.
Yürekten inanmak...
Her şeyden önce insan kendisiyle samimi olmalı ve inandığı gibi yaşamalıdır.  
Bizim inancımıza göre de en son ve hak din “İslam” dinidir.
Kuran-i Kerim’de şöyle belirtilmiştir; "Allah katındaki tek din İslam’dır." Al-imran 19

Ancak bu gün soykırımla ilgili bir makale okurken karşıma çıkan su sözler beni oldukça düşündürdü :
“İslam güzel de, Müslümanlar bunun neresinde?” Aliya Izzet Begoviç

Birden aklıma Şeyh Edebali’nin Osman Bey için söylediği şu sözler geldi..
“Oğul, güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgârlarında savrulur gidersin..”
O halde, dilimize, dinimize ve kültürümüze sahip çıkmazsak küreselleşme rüzgârlarında savrulup gideceğiz...


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:21 Ekim 2015

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.