Hasta beyinler

Sigaranın esrara dönüşümünü nasıl açıklanabilir mesela? Vişne suyunu şarap özentisi ile içenler kendilerini bir anda alkol bağımlısı olarak bulabilirler mi?

Sigaranın esrara dönüşümünü nasıl açıklanabilir mesela? Vişne suyunu şarap özentisi ile içenler kendilerini bir anda alkol bağımlısı olarak bulabilirler mi?

Kimisi ekranda yayınlanan dizilere kimisi sigaraya bağımlı... Kimisinin elinde tiner şişesi kimisinin bilgisayar... Sanal, cinsel vs... Bağımlılığa bağımlı mıyız yoksa? Bu hafta beylik söylemler yok benden kimselere... Düşecek pay hepimize düşecek bu kez. Herkes üzerine alınacak bu defa.

BAĞIMLILIK TEDAVİLERİ HAKKINDA BİLGİ ALIN

Bağımlılık konusu hiç gündemden düşmüyor. Aksine giderek daha fazla gündemimizi işgal ediyor. Uyuşturucuya başlama yaşının giderek düşmesi, ulaşımındaki kolaylık, günümüz insanının hazza olan düşkünlüğü ve sürekli bu eşiğin yükselmesi sonucunda karşılaştığımız bir sonuç gibi görünüyor. Sigaranın esrara dönüşümünü nasıl açıklanabilir mesela? Vişne suyunu şarap özentisi ile içenler kendilerini bir anda alkol bağımlısı olarak bulabilirler mi ? Dijital ortamlarda geçirilen sürelerin zaman aralıklarının artması, cep telefonlarının akıllı telefonlara dönüşmesi aslında bir nevii bağımlılık açlığı mıdır? ‘Bağımlılık açlığı’ bu benim içimden gelen tanım... Lakin bize gerekli olan, bağımlılığın deneysel ve akademik anlatımı. Hangisi alışkanlık hangisi bağımlılık?

SİGARA BAĞIMLILIĞINDAN KURTULUN

Mesele; bu yazıyı sizlere bizlere okutabilmek... Aileleri, öğretmenleri ve ülke yöneticilerini ilgilendiren ve hatta kaygılandıran bu önemli konuyu gündemime almak zorunluluğu hissettim. En yeni ve isabetli bilgileri kendisinden alabileceğimizi düşünerek,  Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Bağımlılık Psikiyatrisi Uzmanı NPAMATEM Sorumlusu Prof. Dr. Nesrin Dilbaz’a ulaştım ve sizler için bu söyleşiyi gerçekleştirdik. BAĞIMLILIK BİR BEYİN HASTALIĞIDIR! -Bağımlılık bir huy mudur? Neye ve kime karşı olabileceği erken yaşta fark edilebilir mi? Bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Sanılanın aksine bağımlı olunan maddeyi kullanıp kullanmama kişinin zayıflığı ya da kişilik özellikleri ile açıklanamaz. Pek çok bağımlı yakını şu yakınmayla gelmektedir: “Kendine bu kadar zarar verdiğini görmesine rağmen nasıl oluyor da hala kullanabiliyor anlamıyorum.”  Bağımlılık bir kez geliştikten sonra beyin yapısında meydana gelen değişiklikler sebebiyle kişiler maddenin kendilerine zarar verdiğini bilmelerine ve kullanımı durdurmak istemelerine rağmen tek başlarına başarılı olamayabilirler.

ALKOL BAĞIMLILIĞINDAN KURTULUN

-Bağımlılık nedeni tek midir yoksa çok etkenli bir durum mudur? Neler etkiler? Bugüne kadar yapılan bilimsel araştırmalar, genetik, aile tutumları, arkadaş çevresi gibi sosyal faktörlerin ve kişinin sahip olduğu bazı kişilik özelliklerinin bağımlılığın gelişmesinde önemli etkenler olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte bahsedilenlerden hiç biri tek başına bağımlılığı açıklayabilmek için yeterli değildir. Bu sebeple bağımlılık multifaktöriyel nedenlere bağlı bir hastalıktır. Bu koşulların varlığı durumunda gerekli önlemler alınmadığı takdirde bağımlılık geliştirme riski yüksektir. Örneğin anne ve/veya babasında alkol kullanımının olduğu bir kişide dürtüsellik heyecan arama davranışı gibi özelliklerin varlığı ve/veya buna eşlik eden tutarsız ebeveyn davranışlarının sonucunda kişi yardım almadığı takdirde bağımlılık geliştirme riski yüksektir.

Bağımlılık nasıl gelişir?

Bağımlılık bir kısır döngüdür. Kişi önce maddeye karşı merak duyar, ama aynı zamanda da maddenin etkilerinden korkar. Eğer merak korkuyu yenerse “bir kereden bir şey olmaz” diyerek kullanmaya başlayan kişi bir kere denedikten sonra asla kullanmayacağını sanır, fakat beklenen son bir türlü gelmez. Bundan sonraki aşamada kişi madde kullanımı ile ilgili sorununun olduğunu inkar eder ve kontrolün kendi  elinde olduğunu, istediği zaman bırakabileceğini sanır ve buna inanır. Etrafındaki kişilerin uyarısı ona evhamdan öte bir şey değildir. Madde bağımlılığı gelişen kişiler, bağımlısı olduğu maddeleri tasarladığından daha fazla almaya başlarlar. Bırakmak ya da kontrollü bir şekilde kullanmak için sürekli boşa çıkan bir çaba içerisine girerler. Kullandıkları maddeleri temin etmek, kullanmak ya da etkilerinden kurtulmak için çok fazla zaman harcarlar.

Bağımlılıkta haz önemli mi?

Normalde sanat, yemek yeme gibi bize zevk veren uyaranlar beynin ödül merkezinde dopaminin artmasına neden olur.  Madde kullanımı da ödül merkezinden yüksek miktarda dopamin salgılanmasına neden olur. Salgılanan bu dopamin kişinin haz almasına neden olur.

KUMAR BAĞIMLISI MISINIZ?

Normal şartlar altında bireyin birçok amacı vardır ve bunların arasından bazılarını seçmesi gerekiyor. Amaçların ortaya çıkması, bunlara değer biçme ve eylemin seçimi frontal korteks ile ilişkilidir.  Bağımlılığın önemli yönlerinden birisi de, bu amaçların seçiminin  madde ile ilişkili olanlarla sınırlı kalmasıdır çoğu zaman. Madde alımının tetiklediği dopamin salınımı zaman içerisinde frontalkortkesi etkileyerek yanlış karar alınmasına, seçilen eylemlerin madde kullanımı ile sınırlı kalmasına neden olmaktadır. Aynı zamanda dopaminNucleusAccumbens ve Striatum gibi beynin öğrenme ile ilgili bölgelerini de etkileyerek öğrenme yetisinin bozulmasına neden olur. Madde bağımlılığı gelişen kişilerin aynı zamanda yeni bilgiyi öğrenme, kaydetme ve hatırlama yetilerinde de bozukluk gelişmektedir. Tekrarlayıcı ve aşırı dopamin salınımı doğal ödüllendirici olarak bilinen ve normal şartlarda kişiye keyif veren yemek yeme ve sanattan-müzikten keyif almasına da engel olmaktadır. Bağımlılığın yaşı var mıdır? Bu konuda araştırmalar ne yönde? Bağımlılığın başlangıç yaşı ile ilgili birçok ülkede birçok istatistiksel yöntem kullanılarak yapılan çalışmalar vardır. Türkiye’de 2001 yılında yapılan bir çalışmada farklı coğrafi bölgelerden seçilen 9 ilde ilköğretim ve ortaöğretim gençleri ele alınmış.  Bu ve benzeri çalışmalar,  son yıllarda bağımlılık yaşının düştüğüne işaret etmektedir - Madde kullanımına eşlik eden psikiyatrik rahatsızlıklar var mı? Varsa nelerdir? Madde Kullanımı ve Psikozönemlidir.Nikotin, alkol ve uyarıcı dediğimiz psikostimulan maddeler psikotik hastaların en sık kullandığı maddelerdir. Kimi araştırmalarda şizofreni hastalarının %70’den fazlasının sigara içtiği, %30’dan fazlasının alkol kullandığı, %20’den fazlasının da esrar kullandığı ortaya konulmuştur. Madde Kullanımında yine sıklıkla depresyon görürüz. Majör depresyon tanısını alan bireylerin yaklaşık dörtte biri madde kullanım bozukluğu ek tanısını da almaktadır. Genç yaşta alkol ve diğer uyuşturucu maddeleri kullanan bireylerin ilerleyen dönemlerinde depresyon geliştirme riskinin bu tür maddeleri kullanmayanlara göre daha fazla olduğu da bilinmektedir. Madde Kullanımında halk arasında kaygı olarak ifade edilen Anksiyete Bozukluklarını görürüz. Toplumda kadınlarda %30, erkeklerde %20 olan kaygı bozukluğu hastalığının yaygınlığı, bağımlılarda %50 civarındadır. Madde Kullanımı yine Erişkin Tip Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluklarına neden olur. Erişkin tip dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı olan bireylerin yaklaşık %20’sinde madde kullanım bozukluğu ek tanısının varlığı, %50-60 civarında da eşlik eden nikotin bağımlılığının varlığı tespit edilmiştir.  Bunlarla birlikte sıklıkla Madde Kullanımı Yeme Bozuklukları, Uyku Bozukluklarına sebep olmaktadır. -Bağımlılığı iyi ve kötü olarak ayırabilir miyiz? Zaman zaman bağlılığı anlatmak isteriz bu kelime ile… Kavram karmaşasına neden olmaması için bağlılık ve bağımlılık kavramlarını birbirinden ayırmak gerekir. Günlük hayat içerisinde çoğumuz pek çok şeye bağlıyızdır. Evimize, işimize, ailemize,  eşimize,  çocuklarımıza..vb. Bağlı olunan nesnenin yokluğunda kişi aşırı huzursuzluk hissetmiyor ve günlük hayatına devam edebiliyorsa psikiyatrik açıdan herhangi bir sorun düşünülmemektedir. Bağlı olunan nesne ile geçirilen zamanın kişinin hayatını ne kadar doldurduğu, yokluğunda yaşadığı sıkıntının boyutu ve devamındaki işlevsellikte görülen bozulmanın şiddeti, o nesneye karşı bağımlılık ya da bağlılık ayrımını yapmamıza yardımcı olacaktır. -Peki o halde bağımlılık ne demektir? Daha iyi nasıl anlayabiliriz? Bağımlılık biyopsikososyal bir hastalıktır. Bu demektir ki bağımlılıkta kişinin genetik özelliklerinin yanında eşlik eden psikiyatrik bozukluklar ve kişinin bulunduğu sosyal çevre de bağımlılığın gelişmesinde etken faktörlerdir. Bu sebeple bağımlılığı biyolojik, psikolojik ve sosyal yönlerden bir tanesi ile açıklamak yetersiz kalacaktır. -Bağımlılık aile tarafından çocuklara uygulanacak bazı yöntemler ile değiştirilebilecek bir şey midir? Doğru tutumların önemi nedir? Gerek bağımlılığı önleme, gerekse bağımlılık geliştikten sonraki tedavi sürecinde aile tutumlarının tedavinin sürekliliği konusunda oldukça etkili olduğu görülmektedir. Aile yapısının düzenli olup kuralların ve sınırların net olması, anne ve babanın çocuklara karşı net mesajlar iletebilmesi için tutarlı bir ilişki içerisinde olması, çocuklarının sorunlarını sorgulamadan empatik olarak dinleyerek onların sosyal hayatları hakkında bilgili olmaları ve uygun önlemleri, uygun tutumlar ile almaları bağımlılık geliştirme riskini azaltan faktörlerdir. -Kaç çeşit bağımlılık vardır? Aslında kaç çeşit insan varsa o kadar bağımlılık vardır diyebiliriz. Pek çok şeye karşı bağımlılık geliştirilebilir. Aynı nesneye karşı bağımlılık geliştirmiş iki kişi bile bağımlılıklarını farklı yaşıyabilir. Bu sebeple bizler, tedavi için standart bir program geliştirmektense kişinin ihtiyaçlarına uygun tedavi planlamayı daha çok öneriyoruz. -Bağımlı olma huyu genetik geçiş ile mümkün müdür? Daha öncede belirttiğimiz gibi genetik faktörler bağımlılığın gelişmesinde etken faktörlerden biri olmasına rağmen tek başına bağımlılığı açıklamakta yeterli değildir. -Bağımlılık ile alışkanlık arasındaki farklar nelerdir? Nasıl ayrıştırabiliriz? Psikiyatrik tanı kriterlerine bu ayrımı şu şekilde yapmaktayız: Kişinin bir nesneyi bıraktığında huzursuzluk, gerginlik ya da titreme terleme gibi psikolojik ve/veya fizyolojik yoksunluk semptomlarına sahip olması, istenen etkiyi yaratmak için zaman içerisinde kullanılan maddenin miktarında artış olması, kişinin zarar verdiğini bilmesine rağmen kullanımını devam ettirmesi ve sık başarısız bırakma girişimlerinin varlığı, kişinin tasarladığından daha uzun süre ya da miktarda alkol ya da madde kullanması, gününün çoğunu o madde ya da alkolü nasıl temin edeceği ya da kullanacağını düşünerek geçirmesi ve bu süre içerisinde toplumsal, mesleki ya da sosyal eylemlerinde belirgin bir azalmanın olması gibi kriterlerden en az üçünün varlığı halinde kişinin yaşadığının alışkanlık değil bağımlılık olarak açıklamaktadır. -Bağımlılıktan kurtulmak için neler yapılmalı? Doktor tedavisi şart mıdır? Bağımlılığın bir beyin hastalığı olması sebebiyle ne yazık ki kişinin kendi iradesiyle bırakma girişimi çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Bu nedenle bağımlılık tedavisinde uzman yardımı almak tedavideki başarıyı arttırmaktadır. Tedavide öncelikle bireyin bağımlılık düzeyi hakkında detaylı değerlendirme yapılarak kişiye uygun tedavi planı hazırlanmaktadır. Gerekli görüldüğü takdirde bir süre yatarak tedavi hizmeti almak da gerekebilir. Haber7


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:25 Temmuz 2023Yayınlanma Tarihi:07 Ocak 2013

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.