Çok yanlış bilinen 10 psikolojik gerçek

Popüler Psikoloji’nin 50 Büyük Miti” adlı kitap yaygın bir şekilde kabul edilmiş olan psikolojik yaklaşımların yanlış olduğunu bizlere söylüyor. Bu yanlışlardan bazıları nelermiş birlikte bakalım…

Popüler Psikoloji’nin 50 Büyük Miti” adlı kitap yaygın bir şekilde kabul edilmiş olan psikolojik yaklaşımların yanlış olduğunu bizlere söylüyor. Bu yanlışlardan bazıları nelermiş birlikte bakalım…

BEYNİMİZİN SADECE %10’NUNU KULLANIYORUZ

psikolojikgerceklerBeyinde “sessiz bölge” olarak bilinen ve”ortalama insan beyninin sadece %10’unu kullanıyor” cümlesine gerekçe olan kısım sanıldığı kadar büyük değil. Araştırmalar gösteriyor ki, sessiz kısım son derece küçük bir yapıda. Ayrıca bilim adamları daha önce de konuşma ve duyma duyuları için çok önemli olan bir beyin bölgesine de “sessiz bölge” demişlerdi. Günümüzde ise bugün böyle olmadığı biliniyor.

ÖFKEYİ İÇİNDE TUTMAKTANSA İFADE ETMEK DAHA DOĞRUDUR

Araştırmalar bize gösteriyor ki, öfkeden kurtulmak için bağırmak, duvarı ya da benzer bir şeyi yumruklamak öfkeyi azaltmıyor aksine arttırıyor. Öfkeyi açığa çıkarmak sadece sonunda sorunun kaynağına doğrudan çözüm getiren zamanlarda etkili oluyor. Onun dışında sizi daha da sinirlendirmekten başka bir işe yaramıyor.

DÜŞÜK SEVİYEDE KENDİNE SAYGI ANA PSİKOLOJİK SORUNLARDAN BİRİDİR

Tespitlere göre kendine az saygısı olan bireylerim insanlar arası ilişkilerinde bu durum önemli bir probleme neden olmuyor. Ayrıca kendine saygının okul performansına olumlu bir şekilde yansıdığını tespit ettiler. Başarılı öğrencilerin kendine olan saygıları artıyor. En önemlisi de düşük seviyede kendine saygının depresyonla bir ilgisinin bulunmadığı ortaya çıktı.

İNSAN HAFIZASI VİDEO KAMERA GİBİ ÇALIŞIR

İnsan hafızası önemli olayları fotoğraf gibi kaydediyor. Fakat aradan yıllar geçen olaylar tekrar hatırlandığında zarar görmüş oluyor. Yani video kamera gibi her şey aynı kalmıyor. Psikologlar hemen hemen insan beyninin “yeniden üreten” değil fakat “yeniden inşa”edici olduğu konusunda hem fikire sahipler. Hipnoz uyanıklık durumundan farklı ve nadir bir trans durumudur. Araştırmalar gösteriyor ki hipnozlu insanlar kendilerine söylenen emirlere direnebilir hatta karşı da çıkabilirler. Karakterlerinde olmayan şeyleri yapmayabilirler. Elde edilen verilere göre hipnozlu insanlar oldukça uyanık durumda. Hipnoz, alınan cevapları arttırmayı sağlayan bir yöntemden daha ötesi değil.

ZIT KUTUPLAR BİRBİRİNİ ÇEKER

Kişiler arasındaki ilişkilerde “uçlar” birbirini çekmiyor. Onlarca araştırma ortaya koyuyor ki, insanlar kendileriyle benzer karakterdeki insanlarla birlikte takılmayı tercih ediyor, kendilerinden farklı eğilimleri olan insanlardan uzak duruyor. Doğru yaklaşım “benzer uçlar, benzer uçları” çeker olmalı.

MOZART DİNLEMEK ZİHNİ AÇAR

Avusturyalı besteci Wolfgang Amadeus Mozart’ın eserlerini dinlemek zekayı arttırmıyor. Mozart, Bach veya Pearl Jam’in eserlerini dinleyenlerin test sonuçları, hiçbir şey dinlemeyenlere göre daha iyi; ancak bir uyarıcının olması zaten kişiyi daha başarılı kılıyor.

YALAN MAKİNESİ DOĞRU SONUÇLAR VERİR

Filmlerde görmeye alıştığımız, insanın yalan söyleyip söylemediğini kalp atışlarından, vücut ısısından, terlemesinden ve bu gibi fizyolojik değişiklikleri izleyerek anlayan yalan makinesi de şehir efsanesi. Yapılan araştırmalar, bu tarz fizyolojik değişikliklerin kişiden kişiye değiştiğini gösteriyor. Yani doğruyu söyleyen biri de yalan makinesine oturduğunda heyecanlı olduğu için terleyebilir ve kalp atışları hızlanabilir.

ŞİZOFRENLER ÇİFT KİŞİLİKLİDİR

Şizofrenlerin çift kişilikli ya da bölünmüş kişilik sahibi olduğu da tam bir efsane. İnsanlar, şizofrenlik ile bölünmüş kişilik rahatsızlığını birbirlerine karıştırıyorlar. Bölünmüş kişilik sahibi insanlar, birden fazla kişiliği içinde taşır. Şizofrenler ise tek kişilik sahibi olmalarına rağmen, ruh durumları değişkendir. İşte bu sebeple de iki hastalık çoğunlukla birbiriyle karıştırılır.

DOLUNAY, SUÇA EĞİLİMİ VE ÇILDIRMA VAKALARINI ARTIRIR

Latincesi “luna” olan ayın dolunay evresine geçmesinin insanlarda çılgınlık yarattığı düşünülür. İngilizce’de çılgınlık ya da delilik anlamına gelen sözcük ise “lunatic” tir. Yani, ay kelimesinden türetilmiştir. Konuyla alakalı popüler kültürde yer alan korku filmleri ve kitaplarda insanlarda bu görüşün yer etmesine neden olmuştur. Ancak, gerçekte dolunay ile delilik arasında hiçbir bağlantı yoktur. Yazarkafe

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:23 Ekim 2014Yayınlanma Tarihi:27 Ekim 2014

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.