Çift dilli bir dünyada bebekler farklı düşünüyor

Birçok ebeveyn çocukları için ikinci bir dilin çok faydalı olduğunu bilse de, evlerinde iki dil konuşulan aileler bu durumla ilgili bilgi eksikliğinden mustarip.

Birçok ebeveyn çocukları için ikinci bir dilin çok faydalı olduğunu bilse de, evlerinde iki dil konuşulan aileler bu durumla ilgili bilgi eksikliğinden mustarip.

Haber1Fakat görece yeni olan "çift dillilik bilimi", konuşma ve dilin kökenlerine indikçe bilim insanları bir dile maruz kalan beyinlerle iki dile maruz kalanlar arasındaki farklılıkları açığa çıkarmaya başladı. Geçenlerde Wa shing ton Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, tek dilli denilen bebeklerle çift dilli bebekleri karşılaştırmak için beyin tepkilerinin elektriksel ölçümlerinden yararlandılar. Elbette araştırmanın konusu olan 6 ila12 aylık bebekler herhangi bir dilde fazla sayıda kelime üretemiyorlardı. Yine de, araştırmacı ların bulgularına göre 6 aylık bebekler işitmeye alışkın oldukları dilde veya bir başkasında söylenen fonetik sesleri birbirinden ayırt edebiliyorlardı. 10 ila 12 aylık olduklarında ise tekdilli bebekler artık ikinci bir dile ait olan sesleri tespit edemiyorlardı. Uzmanlara göre bu durum, bebek beyninin kendini tek bir dili anlamaya odaklandığı bir 'nöral angajman' sürecinin varlığına işaret ediyor. Diğer yandan, çift dilli bebeklerde farklı bir gelişme çizgisi hâkim. 6 ila 9 aylık dönemde işittikleri iki dil arasındaki fonetik fark l ı l ıkları tespit edemiyorlar. Ancak 10 ila 12 aylık olduklarında iki dili birbirinden ayırt edebilecek hale geliyorlar. Washington Üniversitesi'ne bağlı Ö ğrenme v e B eyin B ilimleri Enstitüsü Müdürü Doktor Patricia Kuhl, "Bu çalışma çift dilli bebeklerin deneyimlerindeki değişkenliğin onları daha açık hale getirdiğini gösteriyor. Bu bebekler tek dilli bebekler kadar erken dönemde bir algı daralması yaşamıyorlar. Bu da yaşadıklarınızın beyninizi nasıl şekillendirdiğinin bir kanıtı" diyor. Dilin öğrenilmesi ve bunun beyin üzerindeki etkileri 6 aydan önce bile başlayabiliyor. British Columbia Üniversitesi'nden Psikoloji Profesörü Janet Werker, yeni doğanların fetus gelişimi evresinde işittiklerine yakın bir ritme sahip olan dilleri tercih ettiklerini belirtiyor. Son dönemde yaptıkları bir araştırmada Werker ve ekibi, çift dilli annelerden doğan bebeklerin sadece iki dili birden tercih ettiklerini değil, aynı zamanda bu iki dilin birbirinden farklı olduğunu da anlayabildiklerini gösterdi. Dilleri ayırt etmede ritmik sesleri kullanma kabiliyeti dışında bebeklerin büyürken kullandıkları başka stratejileri de araştıran Werker, beynin yeni diller öğrenirken veya ayırt ederken nasıl farklı algı türleri kullandığını ortaya çıkardı. Yetişkinlerin konuştuğu sessiz video kayıtlarının izletildiği bir araştırmada, 4 aylık bebeklerin ağız ve yüz hareketlerini izleyerek farklı dilleri ayırt edebildikleri ve kullanılan dil değiştiğinde tepki verdikleri görüldü. 8 aylık olduklarında ise tek dilli bebekler artık bu videolardaki dil değişimlerine tepki vermiyorlardı. Çift dilli bebekler ise dikkatlerini kaybetmeden takip ediyorlardı. Werker, "Çift dilli büyüyen bir bebek, 'Evet, şimdi önemli bir bilgiyle karşı karşıyayım' şeklinde düşünüyor" diyor. Toronto'daki York Üniversitesi'nde psikoloji araştırmaları yapan Profesör Ellen Bialystok, çift dilli çocukların hâlihazırda sahip oldukları çift kelime dağarcığı yanında önemli yetenekler geliştirdiklerini, mantık problemlerini değişik yollarla çözmeyi öğrendiklerini ve çok sayıda işi aynı anda daha iyi yaptıklarını belirtiyor. Bu yeteneklere beynin yürütme işlevleri adı veriliyor. Bu tür üst düzey bilişsel yetenekler beynin frontal ve prefrontal korteksinde gerçekleşiyor. Bialystok, "Kanıtlar karşı konulmaz bir şekilde gösteriyor ki baştan itibaren çift dilli olan çocuklarda yürütme işlevi erken gelişiyor" diyor. Kuhl, çift dilli bebekleri tek dilli bebeklere nazaran "bilişsel anlamda daha esnek" olarak tanımlıyor. Kuhl'un ekibinin daha önce yaptığı araştırmalar, Seattle'da İngilizcenin hâkim olduğu bir ortamda yetişen bebeklerin kendileriyle Çince konuşan birileriyle beraber olmalarının, Çince sesleri ayırt etme yeteneklerini muhafaza etmelerini sağladığını, fakat aynı "doz" Çince onlara televizyondan veya sesli medyadan verildiğinde hiçbir şey öğrenmediklerini gösterdi. Kuhl, "Bebeklerin sahip olduğu anlaşılan bu özel dil haritalama süreci buna uygun sosyal ortamlarda bulunmaya bağlı. İnsanlarla yüz yüze bir etkileşime girmek zorundalar. Böyle olunca beyin harekete geçiyor" diyor. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:07 Kasım 2011Yayınlanma Tarihi:08 Kasım 2011

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.