Büyüklerin günahı için yitirilen çocukluk

Bu çocuklar savaşaın ortasında kalan çocuklar ve onlar büyüklerin günahları için yitirilen bir çocukluk geçiriyorlar.

Bu çocuklar savaşaın ortasında kalan çocuklar ve onlar büyüklerin günahları için yitirilen bir çocukluk geçiriyorlar.

Asadabad, Afganistan - Şakila 8 yaşındaydı. Tam uykuya dalmak üzereyken kalaşnikoflu bir grup adam kapıdan içeri daldı. Onu karanlığa doğru sürüklerlerken söyleniyor, ailelerinin şerefine leke sürüldüğünden ve karşılığında bir bedel ödenmediğinden söz ediyorlardı. Sözü edilen bedel, kuzeniyle birlikte kaçırılan Şakila'ydı. İki çocuk "baad" olarak bilinen bir Afgan töresini yerine getirmek kaçırılmıştı. Bir köy ağası kendisine yapılan bir haksızlığa kızmış, çocukları almaları için adamlarını yollamıştı. Bugün 10 yaşında o lan Şakila, "Bizi taş duvarları olan karanlık bir odaya kapattılar. İçerisi karanlıktı, bize sopayla durmadan vuruyor ve 'Amcanız karımızı kaçırarak şerefimize leke sürdüğü için misilleme olarak biz de sizi dövüyoruz' diyorlardı" diye konuşuyor. Afganistan'da 2009'daki bir kanunla yasaklanan baad uygulaması birçok din bilginine göre zaten İslam hukukuna aykırı. Fakat ona rağmen büyüklerin işledikleri suçlara karşılık kızlar kaçırılmaya devam ediyor. Nitekim Şakila da, amcası yöredeki nüfuzlu adamlardan birinin karısıyla kaçtığı için alıkonulmuş ve bir yıl sonra kaçana kadar esir hayatı yaşamıştı. Böyle köklü bir âdeti değiştirmenin zorluğunu gösteren bir başka örnekse, kızının kaçırılması karşısında Şakila'nın babasının verdiği tepki. Çünkü baba, kızını bir başkasıyla evlendirmeye söz verdiği için kızgındı. İnsan hakları çal ışanlarının belirttiklerine göre, baad uygulaması Peştu ağırlıklı olan güney ve doğu Afganistan'da yaygın. Bu töre genç bir kadını, hatta bir çocuğu esir olarak vermeyi veya zorla evlendirmeyi gerektiriyor. Bu tür durumların çoğu zaman gizli tutuluyor, çünkü kızların tazminat olarak verilme sebebi cinayet, zina ve geleneklerin yasakladığı kız kaçırma gibi "yüz kızartıcı" eylemler. Törenin, yani geleneksel adalet sisteminin gücü ve baad uygulamasının sürmesiyse Afganların resmi adalet sistemine olan güvensizliğinin bir göstergesi. Resmi adaletin yozlaşmış olduğunu söyleyenler jirga'lara, yani aşiret büyüklerinden oluşan meclislere başvuruyor, kadınların takasına izin veren aşiret yasalarını kullanıyor. Kadın hakları savunucuları, son zamanlarda baad'a karşı kaydedilen ilerlemenin NATO askerleri çekildikçe ve halkı bilinçlendirme programlarına ayrılan kaynaklar daraldıkça sonuçsuz kalacağından kaygılanıyor. Uruzgan vilayet konseyinin tek kadın üyesi Mercana Koçai, "Uruzgan'daki baad uygulaması son iki yıldır süren yoğun halkla ilişkiler kampanyası sayesinde azaldı. Aşiret büyükleriyle sürekli toplantılar yapıyor, yasaya ve İslam'a aykırı kararlar almamaları için uyarıyoruz" diyor. Kadın takası İslamiyet öncesine, göçebelerin ülkedeki dağları ve çölleri arşınladığı zamanlara dayanıyor. Aşiret hukuku uzmanlarının belirttiğine göre, Afganistan'daki birkaç kentsel bölgenin dışında bugün bile birçok gelenek köklü bir şekilde sürüyor. Afgan kadınların statüsü üstüne çalışan Afgan kökenli Amerikalı Sosyolog Nasrine Gross, "Bir sorunu çözemediğinizi düşünelim, elinizde ne varsa onu teklif edersiniz. Canlı hayvanlar kızlardan daha değerlidir, çünkü onları satabiliyorsunuz. Öyle olunca kızları da verirsiniz, iki silah, bir deve, beş koyunu da verirsiniz" diyor. Bir kızın mağdur aileye fiilen esir verilmesi ve onun o aileden biriyle evlendirilmesindeki ana fikir, iki düşman tarafın birbirine akrabalıkla bağlanması ve kan davasının önlenmeye çalışılması. Bu uygulama mağdur ailenin yitirdiği işgücünü telafi etmeye de yardımcıdır. Verilen kızın dünyaya çocuk getirmesi yine yitirilen akrabanın simgesel olarak telafi edilmesi anlamına gelir. Gelgelelim, ailenin düşmanını temsil eden ve bundan dolayı karşılaşacağı acımasızlığa tamamen hazırlıksız olan kızın sorununu çözmüyor bu. Ondan erken yaşta istenen cinsel ilişkiler de cabası. Çoğu erkeğin gözünde baad aileleri korumanın v e k an d avalarına s on vermenin bir yolu. Kadınlarsa bunu başkalarının suçundan dolayı genç bir kızın acı çekmesi olarak görüyor. Nangarhar vilayet meclisi üyesi Fraidun Mohmand bazı jirga'lara başkanlık etmiş. "Baad'la verilen kız belki dayak yiyebilir, bir-iki yıl sıkıntı yaşayabilir. Ama dünyaya bir-iki çocuk getirdikten sonra her şey unutulur ve o da normal bir aile üyesi olarak hayatına devam eder" diyor. Fakat röportaj yapılan Afgan kadınlar öyle demiyor. Kunar vilayetinde kadın sorunlarından sorumlu olan Nesime Şefikzade, "Baad'la bir aileye verilen kadın her zaman mutsuzdur. Çok çalışması gerekir. Dayak yer" diyor. Şakila'nın babasıyla amcası şimdi Asadabad'da günlük işçi. Şakila kaçınca onlar da çareyi kaçmakta buldu. Naray'daki köylerine dönmek istiyorlar ve bunun için rakip aşiretten himaye istediler. Fakat Şakila'nın babası Gül Zarin'in dediğine göre, yerel polis komiseri Şakila'yı kaçıran köy ağasının akrabası. Kunar vilayetinin kırsal kesimindeki birçok aile gibi Şakila'nın ailesi de baad'a karşı çıkmıyor. Onların sorunu Şakila'nın durumunun baad'a elvermemesi, onun başka bir erkeğe ait olmasıydı. Çünkü Şakila, Pakistan'daki bir kuzeninin beşik kertmesiydi. Gül Zarin, "Kızları verebiliriz, bunda bir s orun y ok. S orun k ızın b ana a it olmaması" diyor. THE NEW YORK TIMES

Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:27 Şubat 2012

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.