Cinsel Özgürlük, Hedonizm ve Uyuşturucu

“İç bade, sev güzel var ise akl-ü şuurun

       Dünya var imiş yok imiş ne umurun”

Bu asırlık nefsin egemenliğini ifade eden sözün bu günkü karşılığı Hedonizm’dir. Zevkcilik akımı da denilebilir.

Tarihte ilk defa Yunan filozofu Epikür haz peşinde koşmayı insanın amacı olarak tanımlamıştır. Antik çağda Ispartalılar 25 yaşına kadar sokaklarda çıplak dolaşıyorlar daha sonra örtünüyorlardı.

Günümüzde bu düşüncenin bilimsel kaynağı Freud olmuştur. İnsanın varoluş amacını zevklerini tatmin olarak tarif etmiş bunun bastırılması sonucu ruhsal rahatsızlıkların ortaya çıktığını savunmuştur.

Hedonistlerin özellikleri:

Birincisi “Her arzunu tatmin et , her zevki tat" ilkesini benimserler. Bunu engelleyen şeyler onun düşmanıdır.

İkincisi “En kutsal değer senin çıkarındır” Kendi değeri için feda edemeyeceği değer yoktur.

Üçüncü özellikleri; çalışmayı sevmemektir. Kazanmak için ter dökmek ahmaklıktır. İş ve çalışma zamandan ve keyiften alıp götüren şeylerdir. Bunun için tembellik ve zor şeylerden kaçma bu kişilerin özelliklerindendir.

Dördüncü özellikleri kurallar yasaklar sınırlar en nefret ettiği şeylerdir. Din ve ahlak kelimeleri en rahatsız oldukları kelimelerdir. Ölüm gerçeği onları çok rahatsız eder. Düşünmemek için en büyük silahları alkol ve keyif verici maddelerdir.

Beşinci özellikleri aileyi cinsellik olarak görmeleridir. Kadın yasak zevklerin aracıdır. Aile için sorumluluklar, çocuk sahibi olmak onun rahatını kaçırır. Bunun için boşanmayı çok yaşarlar veya evlenmekten kaçınırlar.

Altıncı özellikleri son derece “ben merkezci” olmalarıdır. Şahsi menfaatlerini çok iyi kollarlar. Narsisisttirler sadece kendilerini severler. Kendilerini özel ve önemli görürler. Alçak gönüllülüğü ahmaklık olarak kabul ederler. Övgü ile beslenirler, eleştiriye çok duyarlıdırlar eleştirilmekten hoşlanmazlar.

 

Günümüzde Neden Arttı?

Çağımızın insanı zevk peşinde koşmayı idealize etti. Bu bilim adına yapıldı. Budizmden  tutunuz semavi dinlere kadar bütün öğretilerin günah saydığı eylemlere savaş açıldı. Bunun bilimsel tezi "Freud’un insan ruhunun amacının zevklerini tatmin etmek olduğu, edemediği zaman ruhsal hastalıklar çıkacağı" öğretisi oldu. Böyle ahlak kelimesinin güncelliği ortadan kalkıyordu. Bu düşüncenin eğitimciler arasında  benimsenmesi ahlakın güncelliğini kaldırdı. 1960 ‘larda Amerika da din karşıtı, nikah karşıtı akımların ortaya çıkmasının bilimsel dayanağı oluştu.

 

Acı Bir Meyve: SATANİZM

ABD’de şeytan kilisesinin kurucusu Lavey şöyle diyor: ”İnsan bencil, çirkin, habis ve korkulması gereken bir varlıktır, kötü olan şey şeytan değil aksine insanın kendisidir.

Amacımız şeytanı memnun etmektir.

Alkol, esrar, şiddet, sert müzik sınırsızca onaylanır ve teşvik edilir. "Yaşamak için ölmelisin, biz buraya ait değiliz" diyerek toplu intiharlar yaşarlar. Satanistlerin en büyük amaçları sınırsızca istedikleri her şeyi yapabilmektir.  

Modern satanizm uyuşturucu, seks ve sert müzikle dinlerdeki güven anlayışına başkaldırma hareketidir.

Hayatın cehennem olduğu ölümün gerçek boyuta geçiş olduğu düşüncesine inanan satanist genç kolayca intihar eder.

Eylemleri esnasında “Umarım şeytan bizi seyrederken kıskanıyordur” derler. Kendileri dışındaki insanları aptal varlıklar olarak düşünürler. Kendilerini üst düzey klan olarak görürler.

Satanistler ibadetler ile dalga geçerler , kutsal nesneleri aşağılarlar , kedi-köpeği şeytana kurban ederler. Kurban seçilen insana işkence ve tecavüz , grup seksi ayinleri yaparlar. Anne-baba , geleneksel değerlere öfke , isyan içindedirler. Amaçları zevk ve iktidarı hedefleyen eylemlerdir.

Fakat bir müddet sonra depresif olurlar, hiçbir şeyden zevk almamaya başlarlar , şeytanı memnun etmeye çalışırlarken yaşama zevklerini kaybederler. İşte o zaman bu dünya onlar için cehennem olmuştur. Artık ölüm vakti gelmiştir. "Yaşamaktan zevk alanlar okumasın diyerek" mektup bırakıp intihar ederler.

 

Cinsel Özgürlük

İnsanın varoluş amacını arzularını tatmin tezi oluşturdu. Bu bilimsel bir formatla sunuldu. Arzuların en zirvesi olan cinsellik tatmin edilmeliydi, bunun yaşam felsefesindeki yeri de cinsel özgürlüktü.

Cinsel özgürlüğün sınırsızca yaşanması mümkün mü?

Yeme Zevki;

İnsanın zevklerinden en önemli bir tanesi yemek içmektir. Yeme içmede sınırsızlık şişmanlık hastalığını ortaya çıkardı. Şişman insanda kanser dahil bir çok hastalığın aşırı arttığı bu gün bilimsel olarak doğrulanmaktadır. Hatta Amerika’da bazı sigorta şirketleri şişman kimseleri sigorta etmiyor çok hasta olmaları gerekçesiyle.

Yeme zevkine sınır konulması nasıl doğru ise cinsel eylemlere de sınır konulmalıdır.

Sınırsız cinsellik cinsel doyum eşiğini yükseltiyor. Geçmiş çağlarda kadının topuğunu görerek orgazm olan insan bugün esrar alınmadan orgazma ulaşılamaz hale gelmiştir. Tıpkı bugün pasta yiyen bir insanın bir süre sonra zevk almaması gibi.

Cinsel beklenti düzeyi yükselen insan kadını yasak zevklerin aracı olarak görür. Eşi yaşlandığında cinsel obje olarak arayışlara girer. Para ve imkanlar müsaitse kırk-elli yaş civarında aile bağları zayıflar. Aile sadakatine uymayan eylemler başlar. Aile parçalanmaya başlar, faturayı çocuklar öder.

1955’de ABD’de boşanma %10 idi. 1995’de %52’ye çıktı. Bu sonuçta cinsel özgürlük adına olan  karşıtı, nikah karşıtı akımların büyük rolü vardır. Bugün ABD’de Hollywood’da aileyi mutlu yuvayı özendiren filmler yapılması teşvik edilmektedir.

 

Cinsel Özgürlük ve Depresyon

Cinsel beklenti düzeyi yüksek olan insan bu beklentisine ulaşamadığı zaman ümitsizlik, karamsarlık veya öfke ve saldırganlık duygularına yönelir.

Cinselliğin en uzun süresi 8 dakikadır. 8 dakika sonra insan bedensel olarak hazzı kaybeder. Ama yaşam felsefesince cinselliği en büyük zevk olarak algılayan insan yine tatmin olamaz. Aykırı cinsel eylemlere yönelir.

Lezzetim doğasında devam etme beklentisi vardır. Lezzetin devam etmemesi kişinin kendisini kötü hissetmesine neden olur. Hedonist genç arzusunu tatmin edemiyorsa neden yaşasın ki.

Cinsellikten de zevk alamayan insan yaşam sebebini kaybettiği duygularına kapılırsa Depresyona gidecektir. Bugün İngiltere de intiharla ölüm trafik kazalarındaki ölümden daha fazladır. Sabıkalı nedenlerden bir tanesi de cinsel özgürlüktür.

“20 yaşında üniversite öğrencisi bir genç uyuşturucu kullanımı, cinsel sınırsızlık içerisindeydi”. Kendisine bu yaşam tarzı ile toplum, aile ve geleceğine zarar veriyorsun, bu durumun gerekçesi nedir diye sorulduğunda şu cevabı vermişti. "Dünyaya bir defa geliyorum canımın istediğini yapmayacaksam neden yaşayayım."

Yaşamaktan zevk almayı tek amaç edinen insan bir müddet sonra bu zevklerini devam ettirememenin sıkıntısını yaşıyor. “Devam etmeyen şeyde lezzet yoktur” gerçeği onun neşesini kaçırıyor. Yakalamaya çalıştıkça lezzetler elinden kaçıyor. Daha fazla zevk bir uyuşturucuya, bir pornoya yöneliyor. Müstehcen yayınlar doyum araçlarının başında geliyor. Uyarılıyor ama tatmin oluyor.

Ancak yaşam felsefesini değiştirip özgürlüklerine sınır koymayı, ertelemeyi başarırsa rahatlıyor. Aksi taktirde amaçsız bir birey ortaya çıkıyor ve Depresif olması doğal sonuç oluyor.

İlahi Mesaj

Yüce bir ideali olamayan insan, hayatı sadece dünya hayatı olarak düşünen insan neden özgürlüklerine sınır koysun. Özgürlüklerine sınır koymak onun için anlamsızdır. Yaşamında yaşadığı lezzetleri terazinin bir kefesine, elemleri bir kefesine koyduğu zaman elem ağır basıyorsa yaşamak anlamsız demeye başlıyor.

Eğer lezzetlerini cinsellik dışında ilahi mesaja ve insanı hayvanlardan ayıran yüce değerlere yöneltebilirse depresyona karşı güçlü oluyor.

Bu yüce değerler insanlara iyilik yapmak, açları doyurmak düşküne yardım etmek çocukları sevmek, üretken olmak insanlara faydalı olmak gibi değerlerdir.

Ancak bu değerlere şehvet kokan edebiyat, porno yayınlar, gürültülü müzik, kasık patlatan komediler götürmez.

Gerçek zevk, elemsiz lezzet, kedersiz sevinç, hayattaki mutluluk, sağlam inanç, doğru ahlak, gerçek bilim dairesindedir.


Paylaş

Görüntülenme:
Yayınlanma Tarihi:25 Haziran 2007

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.